aşkın öteki yüzügözlerinde dururdu zaman baksan derdim baksan hiç ayırmadan... ki her seferinde çatlardı hırsından bendeki hükmünü yitirdiği an... o an ki bilinesi değil bir sonsuzluk başlardı ardından ve işte o zaman kızıl çığlıklı bir ölüm tenimi yakarak kopardı dudaklarımdan... hep dururdun o an hani az öncesi şafaktan -öylesi... yani yasak savar gibi hani/ zamanı baştan kurar gibi bakardın... ve bir düşü döşünden bıçaklar gibi susardın ve her seferinde beni boşluğuna asardın... oysa oysa dokunsan konuşsan bir daha bir daha doğardım sana/ yeni baştan... .../... şimdi yarı mecnun kurtardım diye kendimi aşk saydığın talanından öfkeler biriktirip heybende timsahlara öykünerek ağlıyorsun ardımdan -kanmıyorum ya neyse alışkınım böyle sevgi kılıklı nefretlere- korkma döneceğim elbet akla rağmen /döneceğim aşkla... beceremedik madem aşkı sevgiye dönüştürmeyi celladına mecbur bir kurban gibi döneceğim en nihayet bitiresin diye / yarım bıraktığın işimi |