Okuduğum bir romandan çok etkilendim, şiir içerisindeki tırnak içine alınmış bölüm de sözünü ettiğim romandan alıntıdır.
ılık yaz günü esintisinden mi yoksa uzun zamandır silinip paklanmadığından mı alacalı bir hal alan ışığın peşine düşmüştü çocuk vazgeçemiyordu aslında, alışkanlığı olmuştu hani belki de akde vefa, gizli bir anlaşma yapmışlardı da dillendiremiyorlardı sanki, el âlem ne der babında
genellikle dönemeçlerde, kâh sağını, kâh solunu yansıtıyordu ve zifiri gecede, aklındaki zayıf ihtimalli ışığının yordamında yol alıyordu yönünü bulmaya çalışırken, biraz umut, biraz da yürek kıpırtılarıyla geçtiği karanlık dehlizlerin korkularından sıyrılmaya çalışıyordu
uzun zaman yürüdükten sonra, özlemini çektiği sesti duyduğu biraz sevda, biraz yosun, birazda tuz kokan serinliği doyasıya soludu yanı başına yerleştirip ışığını, boylu boyunca nemli kumlara uzandı ellerini başının altına yastık yapıp gözlerini sımsıkı kapattı gökyüzünü, yıldızları, bulutları, bir de hüzün bakışlı sevdiğini düşündü
çocukken de hayaller kurardı, bazen de kendine kızardı çünkü kurduğu bütün hayaller çığlık olur yarım kalırdı ay gökyüzünde neden hep aynı yerde durur da değişmez yeri yıldızlar kovalamaca oynarken neden takılmaz ayakları meselâ hayranlıkla seyreden çocuğun avuçlarına neden düşmezler
tut ki kayalıklara düştüler, acır mı canları onlarında çocuğunki gibi öyle olsa, çocuk ruhuyla dindirebilir mi yıldızların ağıtlarını belki de bu yüzden, hiç yere düşmez yıldızlar ve hiç takılmaz ayakları kim bilir... diye düşündü ve öylece derin bir uykuya daldı
neden sonra daldığı uykudan apansız uyanıverdi sağına soluna bakındı, ne deniz vardı, ne yıldızlar ne gökyüzü ne de uzandığı nemli kumsal düşler görüyormuş belli ki belki de hiç gerçekleşmeyen özlemlerini
‘’Biliyorum Bu İmkânsız Bir Aşk Kendime Mani Olamıyorum Yüreğim Seni Çok Sevdi’’
satırları gözünün önüne, düşünde gördüğü kıyı şeridi gibi serildi sonunda anladı çocuğun yüreğindeki çocuk, hayâl etmek yaşamak yaşamak da hayâl etmekti biraz. Ve içindeki haylaz çocuğa seslendi Hey çocuk...! Duyuyor musun beni...! Hayallerimi serbest bıraktım...! Sevaplarını da günahlarını da bana yaz...! Yeter ki yüreğindeki sevgi ve yaşama sevincin tükenmesin, Yeter ki olmasın kupkuru bir dal, ya da zemheriye düşmüş bir ayaz...!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Biraz hayal, biraz gerçek şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Biraz hayal, biraz gerçek şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hayallerimi serbest bıraktım...! Sevaplarını da günahlarını da bana yaz Yeter ki yüreğimdeki sevgi ve yaşama sevincim tükenmesin Yeter ki olmasın kupkuru bir dal, ya da zemheriye düşmüş bir ayaz... EVET HER NE KADAR ŞİİR TADI ALAMASAMDA (tabi bu benim şiir anlayışım ve düşüncem..kimsyi bağlamaz ve doğruluğunu yada yanlışlığını tartışacak da değilim..)VERİLMESİ İSTENEN MESAJLAR ANLAMINDA ÇOK GÜZEL İŞLENMİŞTİ..KALEMİN GÜCÜNE BEYNİN UFKUNA VE MUHAYYELESİNE ZATEN SÖZÜM YOK..
İnsanlar hele hele şiire okur yazar olanlar çok etilenirler. Bir film seyrederken bile gözlerinin dolu dolu olduğunu görürüsünüz ha bazen yürekten kayan bir bulutun gözden düşürdüğü yağmur tanesi gibi Aşk ne zaman imkanlı oldu ki aşk denilince hemen ilk sevdiğimizi hatırlarız ki o hep yerinde yuvasında aşk uykusundadır aslında yaşarız düşünürüz hayal ederiz bu imkansız olmadığı anlamına gelmez. Bir bakmışız ki zaman sonuna gelmiş o zaman da tekrar dünyaya gelsem yine seni seveceğim şarkısı dinliyoruz ne ilginç deilmi aşk dedikleri gelelim şahsıma eskiden çok aşık olurdum ama şimdi yüreğim balıklara kuşlara ağaçlara toprağa daha yakın tebrik ederim. Sevgi saygı ve selam ile.
‘’Biliyorum Bu İmkânsız Bir Aşk, Kendime Mani Olamıyorum Yüreğim Seni Çok Sevdi’’
yanılmıyorsam canan tanın bi kitabıydı henüz okumadım ama sırada bekliyor.. şiirinizden sonra kesinlikle okumalıyım çok güzeldi şiiriniz saygılarımla kutlarım...