ŞİİRİN HİKAYESİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 2016 yılında Türkçe derslerine girdiğim Kazakistan’dan gelen öğrencim Sholpan bir gün bana şu soruyu sordu:
Hocam bu şiir yazan şair ve yazarlardan hep sormak istedigim bir soru vardı. Bu şair ve yazarlar şiir yazdığında bu anları yaşıyorlar mı, yoksa oyuncular gibi herkesin yaşadıklarını şiire mi dönüştürüyorlar. Hep diyorlar ya o (şiir) bir anda geliyor ben de o anı yakalıyorum ve kağıda yazıyorum. Siz nasıl anlatırsınız bu anı (şiir yazmanı)? Sholpan’a sevgilerimle, kendisine hediyem olsun. Şöyle anlatayım.
Şiirin hiç vakti saati mekanı da olmaz
Dar duvarlar arasına mahpus Çıkmaz sokaklara zaten hapsolmaz Ansızın açık kapı ya da pencereden çat kapı Kimi zaman kıymetli, Kimi zaman da arsız bir misafir gibi Giriverir gönül pencerenden içeri Kimi zaman sağanak yağmur olup düşer Islatıverir sırılsıklam seni Ve ardından beliren gökkuşağının renkleriyle düşer harfler Binbir rengiyle o anda tanıştırıverir dizeleri Kimi zaman dolu olur düşer Düştükçe acıtır kanayan yerlerini benzini Kimi zaman ahmak ıslatan olur İçine sindire sindire ıslatır seni Kimi zaman kar buz olur Dondurur o an düştükçe seni Kimi zaman kapanıp da Saklarsa tabiat ana güneşini O zaman grinin en soluk tonuna çalar mısraların rengi Kimi zaman bir bulutun peşine takılır Gün güneş arar ıssız kuytularda Mevlayı arayan Derviş Yunus gibi Çoğu zaman umut diye okunur Umut olmayınca yüreklere dokunur Gözyaşlarınla yıkar seni Gün olur okşanmayı bekleyen Yetim öksüz başı gibi Bir tebessüm bekler Gülmeye hasret simalar gibi Her birine aşıktır renklerin Sanki her biriyle sevgili sevdalı gibi Sarılıp öper, sever, kucaklar Yürekten düşen alfabenin her bir harfini Kalem ehli yüreğindeki renkleri İlmek ilmek kilim dokur gibi Beyaz sayfalara düşürür de Şiir diye okutur aşkla kendini Yazanda mıdır dersen keramet O da bir kuldur nihayet Tıpkı senin benim gibi Umarım cevabım bulmuştur yerini. Ahmet ŞAHİN 02.05.2020 Sa.15.30 |