Sevdiğini Yok Edenler Derneği / Sümküren Kadın
biraz biraz kırıldık / hepsi bu
seri üretimler zamanıydı düşler ölümü mumyalamakta / ölüm duruma seyirci kalmaktaydı geçer miydi bir gecede bir ömür bilinen tüm gerçekler yalanlar sıralamaktaydı acınası yalnızlıkta en dipte görülmemiş adeta tadına hiç bakılmamış seyrek ve canlı / gerisi muamma… kadın sümkürmekteydi kirli sarı ve irin yeşili -evet- yapma demeliydi birileri bu iç çekişler kimin katiliydi görüşülüp karara bağlanmış yalanlanmış sonra ardı karlı ve soğuk bir kuşluk vakti delip geçmişti mermi saçılmıştı etrafa hücre parçacıkları kan yerküreyi kirletmekteydi duyulması şarttı hiç açıklanmaması ise işin cabası oynanmaktaydı son kartlar al bu bizim / bu da senin… bize kalan hep nefretti ama payımıza sevgisizlik düşmüştü her birimiz düşüşlerde ustalaşmıştık çünkü hiçbiri reddedilmedi oysa terk edilmeleri gerekirdi bir kuşluk vakti basılmıştı tetiğe göz gözü görmemekteydi ısrarcıydı sis ya bu intikam neyin nesiydi niçin günahlar hep daha fazlaydı / niçin sevaplar hep noksan kim söndürmüştü dolunayı bu karanlığın hiçliği kimi mutlu etmek içindi aldanmış birkaç adam kalmıştı pasaklı yalınayak ayaklar üşümekteydi / -üşüyoruz anne- hava çok soğuk her şey mat ve renksizdi görüntü bulanık el kaçamaktı gövdede saydam-kuru-tuzlu benekler… tüketildikçe üretim bekletilmişti evrim donmuştu gözlerde nem susuyorduk haydi koş bir yerlere geç kalınmakta şimdi bir şeyler içimizi yağmalamakta çünkü kaçıyoruz belki bir gün döneriz sırf senin için -sırf senin- şimdi değil ama şimdi değil haydi uyu bebeğim / -pış pış- daha çok var tekmelenmesine iskemlenin… biraz biraz dışlandık / hepsi bu sığınılabilecek bütün delikleri taradık yaşam kötülüğü içinde saklı dalkavuktu yaltaklandı ömrümüze ki ömrümüz izin vermemekteydi çıkışa yasaktı geri dönüşler içerdeysen bitmişsindir işte her şey bu kadar basit… kurgulanmak üzereydi ölüm kurulmuştu saat / tik ve de tak ah aşk ve hüzün kadını yaşam törpüsü güldürme bizi titrer yerküre gülümsediğimizde bak kaybeden sen olursun sonra / ona göre… aydınlık boğuyordu ne umduğumuz meçhuldü bilinen her beterden daha beterdik çünkü yaşıyorduk çünkü çok sesliydi yaşam umudumuz meçhuldü gene de soluyorduk çünkü çok renkliydi soluk fakat kesik kesik / işte hepsi bu algıla fikrimizi hadi çık / çık yola ve karşıla bizi geliyor geliyoruz savaş baltalarımız ellerimizde önümüzde mancınıklar düşler kattık ardımıza kafa kol ve bacaklar bıraktık yerle bir ettiğimiz kalelerde heybelerimizde inceden inceye ayrıntılar savaşlar kustuk ölümdür bizim harcımız dur asma yüzünü öyle bilirsin çünkü her şeye rağmen seviyor seviyorduk seni bu yüzden ölmeliydin işte bu yüzden ölürken bizi de öldürmeli biz ki sevdiğini yok edenler derneği biz ki sevdiğini pişirip yiyenler kulübü hadi çık / çık yola ve karşıla sevgimizi gülümsediğimizde titrer yerküre nefret etmeyi beceremedik çünkü oysa sevgisizlikti payımıza düşen bu yüzden yok olmalıydın işte bu yüzden yok olurken bizi de yok etmeli hadi / hadi bir kez olsun anlamaya çalış bizi bir kez olsun hak ver elbet de seviyor seviyorduk seni bilirdin hadi / hadi bir kez olsun anlamaya çalış bizi bir kez olsun acıt içimizi biz ki sevdiğini yok edenler derneği biz ki sevdiğini pişirip yiyenler kulübü bu yüzden ölmeliydin işte bu yüzden ölürken gülümsemeli bu yüzden gülümsemeliydin işte bu yüzden gülümserken bizi de öldürmeli… biraz biraz yaşadık / hepsi bu gölgelendi yüzler bize ait değildi bizim olanlar parçalandı gerçek yarım kaldı evrim kabul et / başaramadık birleşimden sanılanın aksine hiçbir şey doğmadı çünkü peki amaç neydi ya sonuç ne toktu gökyüzü yalanlarımıza gözü aç olan hep bir başkasıydı genişletilmişti üretimin ölçeği olumsuzlanmıştı bilinen anlam soyutlanmış / bir başına kalmıştı evren elbirliğiyle önce parçalanıp sonra yok edilmişti gerçek en suçlumuz bile suçu üstlenmek istememişti kuşluk vakti vurulmuştu kadın tek suçu sümkürmekti kirli sarı irin yeşili -evet- saçma sapan ve kan azıcık kadın azıcık insan çokça sevgili dur yoktur bu gidişin sonu ellerin benekli ellerin birer ölüm meleği kan içinde kadın sümkürür gibi ceset / kirli sarı-irin yeşili her yerde kızılın kızgın tonu kadın düştü hiçbir şey görmedi hiçbiri her biri düşüşlerle uzlaşmıştı çünkü dinle çok eskilere dayanır bu dostluğun kökleri adım başı jurnal adım başı hafiye kaynıyor yer küre kadın düştü belki gerçekleşmesine çok az kalmıştı / belki asla gerçek olmayacaktı tek suçu sümkürmekti ama kirli sarı ve utanç yeşili utanmalısın / utanmalıyız… biraz biraz yaşlandık / hepsi bu bir var bir yok gibiydi zamanlardan zaman seri üretimler zamanı gün geçtikçe kanıksamıştık yalnızlığımızı şimdi olduğu gibi değildi ki hiçbir şey o zamanlar bilinen her şey boştu belki kırıldığımız için dışlanmış / belki dışlandığımız için kırılmıştık bir vicdana sahip olmaya henüz ihtiyacımız yoktu yeniden üretebilmekti her şeyi bozmaktaki temel amaç göz gözü görmüyor / kimse birbirini umursamıyordu kana bulanıyordu sokaklar üşüyor üşüyorduk / -ellerini ver-ısıt bizi anne- hava çok soğuk henüz sağdı kadın arada bir sümkürüyordu biraz biraz yeşilleniyordu o vakit sokaklar sarı kirli-yeşil irin / fakat kızılı alt etmekten uzak… arada bir eyleme geçiyordu dernek içimizden biri gibi olmuştu ölüm gazeteler artık cinayetlerden bahsetme gereği duymuyordu gözlerimiz dolar gibi oluyordu kimi zaman mutluluğumuza diyecek yoktu seni soruyorduk birbirimize belki özlüyorduk belki tatsızdık gene de seni düşleyerek işliyorduk en güzel cinayetlerimizi biz ki sevdiğini yok edenler derneği biz ki sevdiğini pişirip yiyenler kulübü inan inan ki çok seviyorduk seni öyle böyle değil hem parçalayacak ve parçalanacak kadar çok biliyoruz yok buna hakkımız ama n’olur n’olur anla bizi sümkür kadın / istersen bu son olsun gözlerimizde renk hüzün viran şehirler bıraktık ardımızda yarıda kaldı özlemimiz / düşüşlerde kırıldık boşluklar yaratıldı varlığımızın çağrışımında / düştükçe dışlandık ama sen kadın bir başkası değil / sadece sen n’olur n’olur anla bizi artık tüm kadınlar hür ve sümkürmek serbest kirli sarı sümkürmek hem / irin yeşili hatırla tıpkı eskiden olduğu gibi her şey kendinin bir benzeri ve ölümler tutsak halen düşlere belki de budur var oluşumuzun gizi biz ki sevdiğini yok edenler derneği biz ki sevdiğini pişirip yiyenler kulübü hadi çık / çık yola ve karşıla sevgimizi vakit artık ölümün özgürlüğe karışma vakti / çünkü bilinen tüm düşler ölmek üzere şimdi vakit özgürlüğümüzün tadını çıkarma vakti çünkü ağır ağır ölüyor / ölürken durmaksızın gülümsüyoruz şimdi hadi sümkür / sümkür ve ele ver sevgimizi biz ki sevdiğini yok edenler derneği biz ki sevdiğini pişirip yiyenler kulübü hem gereksiz artık inkârlar bildiğin gibi hak etmiştik ihaneti... Aralık 2009 / Ankara / ya hep ya hiçin gizil müziği ve bom! artık hiçbir şey eskisi gibi değil... |