Ömür Söküklerinde Yamasız KeşkelerZaman mor menekşenin güneşe eyyamı gibi köklerine salınınca badeler tarumar kavruğunda kopuyor kıyamet ince söküklerinde izi var hançerin yamasız dualar dökülüyor dilinden bahtsız bir kadının kollarında özgürlük iki sıla türküsünde çakılıyor çiseler gurbetin tozu dökülüyor fincana gelgitlerde birikiyor küllükler ciğerde yaralar ömür törpüsü kırılgan edasında yalnızlık raksederken fanusta çoban kavalının isli sesinde Türkü yankısında dağdeviren ahengi çıra közlerinde hıçkırık “sen gittikçe ardın sıra melerim” makamından… kanat takmış bir gelinin tüllerinde ihanet yıldız toplamış alnı açık duvağına gök tanrısına adaklar yüreğinden bakir bedenine sığmamış sunaklar “kanı kanla yıkamazlar” derler uzaklar ölü bir serçenin kininde hayat ezen potinin çetelesinde her adımda arşınlıyor voltası 15.05.2010 “ömür söküklerinde yırtılırken esvaplar” “yamasız keşkeler dolduruyor cepleri” |
Tebrikler selamlar