Kül Kedisi
her şeyi!
anladım da geç kalınmış bu ah rüzgârlarını çözemedim bir türlü yerinden kursağına çöz dizilmiş şu tekir kedi daha büyümemiş bu istavrit daha yenilmemiş zaman yeniyetme aymazlıkların son düzlüğündeyim erişmezdi ellerim görüşmezdi gözlerim bu anlamsız denizinde geçmez idi dizlerim... ne desem; nerden anlam kazanır nereye dökülür bu emek tası küllere karışmış bu yarım aklım nereden geçer bakışlarım kime süslenir endamım acıyı yollarda ararım gözyaşımı billur tasta kalkan olmuş kol başlarım direnç yağmurlarında arkamı dönsem kim önümde gizlenir güç telaşları vurgun yemiş iklimlerin kirli sepetiyim soyundukça kirleniyor dünya... nereye dönsem dön oluyor/ yardan geçenler kül kedisi misali cam fanusta patilerim... kötü zamanların kuluyum yeni yıla çok doluyum... |