4
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
945
Okunma
madem bir günlük ömrü var diyorsunuz kelebeklerin,
haydi o zaman, en uzun günde doğmuş kelebekleri sevelim…..
hepsini topluyorum görüyorsunuz işte, ne kadar yengeç varsa yeryüzünde
basamak yapacağım her birinden, güneşe yol olacak yengeç dönencesinde
söktüğüm bütün zincirleri elimde, atılacak her adım ve yaşanacak günlerin
uyandığı zaman kainat beşiğinde, pranga gibi asmak için boynuna güneşin.
güneş elbet şaşıracak neye uğradığını, günlük rotasına baş kaldıramayınca
fısıldayacağım kulağına ben de nedenini, dudağım kor gibi yanacak olsa da
işte o an göreceğiz göz-göze gelmek nedir ve saklısız anlaşılacak ki niyetim
bir ömür bir gün gibi geçecekse eğer, bir günü sonsuzluk yapmaktır isteğim.
/siz şimdi bana,
ne yapıyorsun böyle güneşin başucunda diye sormadan
aklınıza gelsin, rüzgar gibi geçti dediğiniz sevdaların ardından
ve güneş henüz batmadan,
kan çanağına dönmüş gözleriniz ve paramparça olmuş yüreğiniz/
. . .
soluksuz iniyorum kıskaçlı basamakların, hoşgörülü tırabzanından kayarak
dolaşıyorum nemli yaprak tanelerinde, loğusa yatağında bir pupa arayarak
ilk kez kanat açacak tırtılı bulduğum an, yürek biçimli avuçlarıma alacağım
ve masum bir çocuk gibi, sonsuz sevdalara sırdaşım, güneşe göz kırpacağım.
dağılmaz simetrimiz şahidi olacak, yerkürenin kuzey ve güneyinin nikahına
aşk hikayeleri hep ilk sayfada okunacak, bir şey yazılmadan arka kapağına
ve bitecek sürgünü sevdaların, bilinmez yönlere anlamsız mahkumiyetlerle
sonrası mahmur ışıklar altında ve yengeç izleri üstünde, yürümek gibi el-ele.
/siz şimdi bana,
taze ekmek kokusu sinmiş sofranın, son kırıntısı olmadan
buzdağının görünmeyen yüzünü, çay bardağınıza doldurmadan
ve güneş beşiğinden kalkmadan,
yüreğiniz en temiz giysileriniz, yola çıkacağınızı söyleyin isterseniz/
Cevat Çeştepe
5.0
100% (6)