DÖRT HARFLİ YOKLUKtam dalacakken tatlı uykuyla hayata sığ çukurda ki, derinliği doldurulamayan ağulu boşluğu bozdu rüyayı oysa, yaşamın hayhuyunda yabanıl kokuları duyulmadan ağır değildi yokluğu çoğu zaman, gelmezdi bile akla bağra bastığı elinin, kapanmayan oyuğunda koyu karanlık yansıdı beklenmeyen tuşuyla hüzne battı yürek/ daraldı daraldı… onlarca kişi elinde taşıdı onu çokça ağırdı gerçekte ne geçmiş, ne de gelecek var artık sarkacı duran zaman da, öylece kaldı sustu güzelim bahçelerdeki sesler damacanalar dolusu su içse(n) yangını(n) sönmeyecek asla oysa, yalnızca dört harfli ismin oyunuydu bu kovalanamayan karanlığını kabulden öte, başka ne var ki! sararıp solmuş yeşilin, uzanır dar kapısı önünde hangi düzenbazlık kaçırır ki ölümü? ve güneş çekildi gözlerinden sabrın, geceyle sınanacak artık boğazındaki düğümlü boşlukta bir sessizlik senfonisi sürecek gidip gidip, geleceksin durmadan anıların içinde bir türlü ağmayacak o beklediğin şafak durmadan ölüm soneleri dökülecek dilinden yoktur çiçeğe duruş, tohum ölünce… Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
YİNE GÜZEL BİR ŞİİRDİ HEDİYENİZ.
Yorum yapmak sanırım yine sizin dizelerinizle olmalı...
SEVGİLERİMLE.
ne geçmiş, ne de gelecek var artık
sarkacı duran zaman da, öylece kaldı
sustu güzelim bahçelerdeki sesler
damacanalar dolusu su içse(n)
yangını(n) sönmeyecek asla
oysa, yalnızca dört harfli ismin oyunuydu bu
kovalanamayan karanlığını
kabulden öte, başka ne var ki!
sararıp solmuş yeşilin, uzanır dar kapısı önünde
hangi düzenbazlık kaçırır ki ölümü?