Var Git...
Tutsaktı aşk içine…
saksı çiçeklerine konuşurdu vardı bir sevdiği dili tutuk yüzü alev açardı. göğsüne dolanır çalılar patikalara çıkardı hayalleri yoksul papatyalar sarılanır toprak kokardı yağmur gözleri… türkü okurdu dağlar giderdin sen şalvarına bulaşırdı gözleri çarığına gülümserdi güneş yüzün beyaz kalırdı senin. alnına yakılır hasret anandan kalma kına gibi kimi derse baba efendi o yarindi… başına başlık gelin çiçeği dökerdi hayat yenmiş ayçiçeği dişlerin yenilenmemiş tazecik allı yanağın solgun hangi ağa senin koynun… var git topla çeyizini mor açar menekşeler gecene işlemeli örtülerde kalır aşklı figürler gelinliğin karalara evlenir beyazı delik deşik terli göğsünde kalır ağanın genç kızlık hayalleri… gelin tellerin sevdiğine verdiğin söz su da eğrilir bu teller bilirsin işte öyle yakar susuz derişir törenin garibi. Var git töreler nice canan senin kanserin… |