YENİLENMELER
/üzerine eski bir gazete örtülmüş, kim vurduya gitmiş ölü nerden bilebilsin
üstündeki gazetenin bir köşesinde, mutlaka yazılı olduğunu ölüm sebebinin/ ölüm gibi yağıyordu kurşundan yağmurlar, saklanacak siper bulamıyordum delik-deşik olmuştu bütün ışıklar, karanlık gözlerimi vurmuş göremiyordum korkmadım desem içi yalanla dolacak, bir dehlizin çivili duvarına yaslanarak başlangıç noktama döneyim derken, her adımla daha da çok kayboluyordum. oysa aylardan haziran olmalıydı şimdi, dünya yeniden kurulmalıydı tertemiz yeryüzü hain ölümlere yasaklı, uçurtmalar güneşe bulut, masmavi bir deniz yoksul soframıza çağırıp sanki, bütün yoksulları bir lokmada doyurmak gibi kan kokusuz karanfil kırmızısında barış, merkezimiz kainat, içinde sadece biz. - ...bak şimdi canımın içi, faili de, nedeni de belli bir ölü olacağız, yani burada kalırsak eğer gel sahile vuran isimsiz dalgalar olalım, inan ki denemeye değer haydi gel canımın içi, haydi gel... * /içinde sadece biz ama tanımak için değil hayatı, paylaşmak için yaşamalıyız bütün kavga ve cilalanmış korkulardan uzak, ilk güneşimize böyle bakmalıyız/ musluktan akan su ben olayım bu sabah, hani yüzünü ilk yıkadığın, erkenden ateşte tavşan kanı demini tutmuş, yudumladığım çay da sen, ince bellisinden birimiz bahar gibi dolalım sonra içeri, diğerimiz radyoda en sevilen türkü sesi yani olmaz böyle şey gibi bir hayalin yorganını, hiç kaldırmadan üzerimizden. gökyüzüne mevsimsiz çiçekler ekelim, her renginde sevişmeler olsun mesela karıştırıp simetrilerini birbirine, kelebeklere nikah kıyalım yeşil yapraklarla böyle bir dünya işte sana denemeye değer dediğim, baksana içine gözlerimin ne fener alayları geçiyor aklından gökkuşağının, sığmıyor ki şiirlere anlatmakla. . …nasılmış canımın içi, buz kalıplarında buz tutarak, hala sıranın bize gelmesini bekleseydik bir düşle bile kıvılcım yakarak, kendi yangınımızla ısınabilir miydik uyu kollarımda canımın içi, uyu şimdi…. Cevat Çeştepe |
ve hiç bitmeyecek
..........canımın içi.
saygıyla usta.