YİTİRİLEN ISLIK
kör bir kuyudan gelen sesim ben
kulağımda hergün bir aç çocuk çığlığı topladığım elmasla ekmek alabilir miyim ya da ilaç şu ciğerimdeki amansız pnömokonyoz için gümüşte demirde kömürde kalayda kurşunda benim adım benim çilemdir dar avlulu metruk evlerde haykıran kırkbirbin yüzellisekiz acı içtiğim suda bir keskin zehir uyuşukluğu güncesi hergün tutulan bir korku yudumladığım ekmekte bir ulaşılmaz sızı taşıyım güneşi göremeyen şimdi hergün girdiğim çukur kadar karanlık bir yerdeyim birbiri ardına dizilmiş ıslak tahtaların dibinde oysaki titreyen dudaklarda dua bendim bir zamanlar kursağı boş bakışların esmer yüzlü umudu bugün öğrendim bültenden 3000 kişi daha istiyorlarmış bizden kazma kürek tutmayı bilen sevdalı ve aydınlık bir günün merdiveninden madene inen KIRKBİRBİN YÜZELLİSEKİZ ARTI ÜÇBİN EKSİ ONÜÇ ölü yitirilen bir ıslık gibi uzaklaşan yürek burkan patlamaların utanç ülkesinden SARP ÖZDEMİR |
Üstat canımı yakıyorsun yine.....