1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1703
Okunma
zaten buralar bin umudun bir arada törpü edildiği yer
kim kimin acısını neresinde saklasın
tüm cepler kördür gerçeği masal edilmişlere
bir düş görürsün
derler ki yanlış anlama bunu
bunların hiçbiri yoktu
çöl rüyası işte
bu zamana kadar kimin bitimsiz yarası bir başkası için kanadı durdu ki
her evin avlusunda yanlış analardan yanlış babalardan doğduk biz
havlu getiren
boğazı sıkıldı mı böğüren
şimdi sahile ne gerek var
orası yalnızlık gibi sert eser
soğuk
herkes yanıyoruz dese de
şimdi iliştim kapıdan içeri ayaklarımda mavi terliklerimle
zamansız örtülmüş toprak
son dokunduğum ten
baş uçlarına dikilen taş
Ankara gecekonduları kadar soğuk işte
ne ile anlatılır başka
burası bilinmeyen bir yüze yolculuğun kasveti
burası inlemekte olan dilsiz bir yüreğin sükuneti
ekinleri biçilmiş tarlalarda bir suçlu buseydi bir zamanlar
titrerdi bacakları sevgiye muhtaç sokak köpekleri gibi
derler ki
suç kuyularına yakın zeytin dallarına uzakmışız
on parmağımızda on ihanet dolaşırmışız köprü diplerinde
ne zaman bir şölenin yankısı duyulsa tokmağı bırakır gidermiş adımızı duyan davulcu
zaten burada böylesine kuytulaştırılmışsa anaların yüreği
çalmasınlar hiç
dilerim ki
herkesin adı Seyhan olan bir dostu olsun artık
gözleri turkuazı kıskandıran bir mavi
yüreği Sivas sancısı
dilerim ki temiz görünsün artık yaramız
ne kadar derinlere saklasakta
SARP ÖZDEMİR
2013 AĞUSTOS
5.0
100% (2)