Ah etmeden giderce.sığ suları sağlayan karlar da kırlara çekildi işte yalnız yakılmış cesetlerin baygın topraklarından bu acısarı sesle yüzümü yeryüzünden ayırıp Karanlığımı bir ayla yırtmak istiyorum ben şimdi ırmaklara susmaya eski bir gözün kavga kalmış bakışında kala kalıp kalıp kalıp kirlerle üstelik çığlığım cebimde kendimi yeniden doğurmaya gidiyorum ben erkek başımla ayraçların ortancalardan seçildiği yaşa gözleri yaşararak meramını dağlara anlatmış akranlarıma okşarken şımarmış yaralarımı yalayan sözler için yaklaşıyor işte tarihin tatil günü. Yaklaşıyor biraz daha yaklaşarak bir dilsizi hiç değilse kekemece konuşmaya zorlayan zaman İlkin yüzükleri seyreltiyor gövde sonra artezyenler taşıyor döküldüğü yerden yükseğe ve mahkemeler kapsam genişletiyor gündelik ölümleri katliamdan saymamak için sayıca sınırlı ölümleri günlük bir olağan sayarak duvarlara domuz yağından boyalarla kahrolsun yazmayı reddediyor içimdeki o rugan dil tütün pasından korozyona uğramış ağzım patlamış apselerle kokan aklım uyarıyor remil çekilen kumları öfkesiyle dağıtarak ve kan terliyor pazar yerlerinde ruhum dar yokuşlarda daralıyor nefesim sırtımı biri bir sırla sıvazlar gibi atılıyorum nabza ayar veren vartalara köpekleri kolpadan havlayan karanlıklara ah etmeden giderce kırkımı düşürüyorum ama kime ne…. 2369İst. |
Saygılar kirve :)