SU KARANLIĞI
Gölgelerin lisanınca konuş
Onlar ki bir zaman hep seni izlediler Güneşi içerken tüm ölü cisimler Toprakta öyle sakin bir karanfil kırılganlığıydın sen Şimdi En emektar bileklerin hüzün saati geldi yine Ve boncuk terin esmer miladı Bana şimdi yine okulları anlat sen Kara tahtalarını ilk gençliğimizin Sonrası sorgu sualdi zaten bu ömrün Çukurları irin seli Sustuğum gün başladı haykırışım benim Dağlarda yanan meşe odununun gürültüsü gibi kızıl ve çıplak Bilmem şimdi nasıl uyanır afyonlanmış uykusundan aşk Boşaltılmış köylerde yaşardı bir zamanlar Tüm çaresizliklere inat Ben mi nerede yaşardım Oyuk bir taş içinde iki kişilik hüzünle Kır bozgunu yüzümde şüphe Hiçbir işitmeyen kulağın yamacında duramıyorum işte Zaman vurgun Zaman telaş Evvelin cürüm pazarlarında çürümüş et Çalınmış kemik çöplüğü bu dünya SARP ÖZDEMİR |
Susuz Sarp Geçer Hayat.
Susuz suya milad ömrün
Anasonlu hüzün ve haydari yanında
kırık bir tekila bayrağı
Hilton oteli mucesinde değil ki hayat birkaç bin dolar verip düzelsin.
değil ki
su kadar saf
zaten su da artık saf değil ki.
Su gibi Aziz ol .
Sevgili Dostum.
Huzurla kal dostum.