bölünmelerbir şehir gömülüyor akşama gölgeler ergenliklerini bırakmış dişiler ve erkekler doğurmuş siyah ve doğurmuş kendine yönelen mor kavimlerin Tanrı’nın çözmeden bıraktığı kördüğümü kaç ölü var tutulmayan sözlerin günahında... defterindeki lekelerden biri miyim ben kaç ediyorum sende... kendini asal zanneden her sayı gibi... aynada gördüm öldüğümü bölündüğümde duyduğum cebirsel şüphe senin 1 olduğuna duyduğum inanç şimdi diğerleri gibiyim bölünmüş / öfkeli / kıskanç yanmak mı diyorsun buna oksijen tüplerinin çılgın intiharı... şimdi diğerleri gibiyim çokça karbon / biraz azot / kemiklerimde kalsiyum kırılganlığı hücrelerimdeki kükürtten kibrit yap / tutuştur ırmakları sözlü yeminlerde ıslak öpücüklerde senin oralarda / bir yerlerde varolman... kandırmıyor artık beni ve korkutmuyor eskisi kadar Medusa ısıramıyor kimsesizliğimizi gel artık sen olmadan öldüremiyorum seni ekmeksiz oruçlarım kıblesiz secdelerim sen kızıldenizi kızıldeniz olmadan yaramıyor Musa uzun bir sur ıslığı duyuyorum sol kulağımda gel artık ve beni müsait bir yerde bırak istersen Cemil KURT |
sira diger siirlerinizde...