Yüzümü Yıllar Çaldı…(II)Alnım alıngan, bedenim tarumar… rüyası ömrün delgeçlerinde kaldı gençlik konfetilerim. İnce ince sıvayıp yüzümü düşler kırmızılığa sızdım şarap şişesinde her gece uyanırdı yoksul bakışlarım ormana bakardı yeşili gördükçe genç yanım. Hayat dediğiniz alnımda öpücük dokunup kaçtı anlamadan aldattı yıllar tenimdeki hücreleri paye saydı geldi mi sevdiğim kızın yüzü aklıma yüzümdeki her kırışık birbirine karışır zor toplarım hatıraları her biri bir yerde odam bu yüzden hep dağınık… hep emrini verdi kaçışlı hayat kalmadı elimde ne düş ne saltanat üzgümde terli özlemler bu yüzden yüzüm hüznü hep sever sigaramda dumandır beni alıp giden ümitler havaya bir parende atar gider. gücüme kuvvetime indi azalmışlık yaşlı gözlerim değişmese de tenimde uzun zamandır bir yalnızlık durmadan çalar kapımı zaman o da yarınsız eldivenime de sindi hayatın kırgınlığı onlarda delik deşik… sakalımda saklı kaldı okşayan ellerin kesmem bu yüzden anısı derin tenim dalgalanan tuzlu bir deniz ne kadar yıkadıysam gitmedi son suyumda belki arınır hayat terim gözlerimi unutma tuana yağmurları uzaklarda bir yıldız düşerse söze sözden de göze… unutmadan hayat bir emrin var mı? başka emrin kaldı mı? Çekinme! Sevgili Foma’ya ithafen yazılmıştır. Fotoğraf. A.KARACA |
yüzümdeki her kırışık birbirine karışır
zor toplarım hatıraları her biri bir yerde
odam bu yüzden hep dağınık…"
Alıştığım tarzının dışında olmakla beraber ciddi derin mısralarla bezenmiş duygu yükü ağır ama yine de...
İllaki yakan şiir...
tebrikler Neslihan,,
şiir sana yakışıyor!