C E N N E Tşölendi gözlerime yüzümü dolduran yüzün kendini göremezmiş insan lâkin olmayacak ne varsa, doldurmuşum içime senden yabancı kulakların işittiğinden dökülürken gerçekliğin anladım ancak taze bahardan, yeni yol elbiseleri biçerken aklın doğruyu söylemiyormuş yalancı dudakların yalnızlığa hüküm giydi gülistanım giderken, rüzgârının soluğuna kattığın ben akşamın dar geçitlerinden sıyrılamazken kan revân sonlanmamış efsânesin dilimde halâ… rüyamda dahî, sürüyor saltanatın sahipsiz bıraktığın adınla, cüce gölgem senden sonra kabuğuna çekilmiş suskun, uzak, dalgın, dar hevesim yaşama yıkıldı içimdeki mihrap dönsen de, eski beni göremezsin yerinde mavi akisleri yitmiş, elini eteğini çekmiş bahar benden dönen örekesinde bir o yana, bir bu yana eğrilirken kimse / kimseliğini götüremiyor yaşamda yarım kalmış oyunuyla ikiye ayrılan hayatın, ortasında kalmış derbeder çocuk kaybolmuş ülke gibi ortada, yitik beslenemedi nehir, deniz kadar yağmurla sığmadı, sığdıramadı dar yatağına suyu güz kanırtırken içimi elimde, yarım kalan bir mektup uzayıp giden yollar gibi keder aşkın sonsuzluğuna kim kefildir ki ! yüreğime yerleşmene izin verdiğim cehennemmiş, cennet bildiğim bahçen… Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
dönsen de
eski beni göremezsin yerinde"
Oysa,
inşa edilmiyordu kolayına sevgi
saygı, ve sadakat denen oyalar kolay işlenmiyordu
ipek mendillere
geceler uykusuzluk bırakırken koynumuza
sarıldığımız sevda değil miydi
İstemem artık
elli kez gözyaşı silinmiş bir kağıt mendil
kimliğindeyim
sen zahmet etme
ben yaktım kendimi....
Sevgimle/