Nafile göçe ağıtkayıpların gölgesinde gözlerinden zihnime düşen söylence göçenin ardından sözün yoksunluğuna biriken çınar altı cılızlığın ağıt ağıt genzine takılan hıçkırık incir çekirdeğinden kopup yağsa yüklü bulutların kaç vaha doğurur çölünde yağmurların solan bakışlarında kalan feleğe kaçmış baharların nihanı kirpiklerinle yellediğin cehennem bebeğinde büyütür cennetini nabız atışlarında yürüyen yenilgilerin nasıl da eritti tatsız tuzsuz yaşamı çiğ törelerin vahşi sunaklarına sunduğun kıldan ince boyun iç çığlığın ıssızlığında sus pus kurbanlığın göğsünü vurdurduğun kabir koyunlu zifir ninnilerle büyüttüğün bendeliğin kulak altı ağıtları lahitlerde mezar içini süpüren boranlar kurulu hanların eksik eteği döne döne matemin kafesinde ördüğün kördüğüm beli kırık kılı kırk yaran kendine savunmaların evsiz barksız vakitsiz keşkelerin kuş konmaz yatağında nefsini körelttiğin öksüz arzuların namusuna Ağu içtiğin bu yollar mayın toplar! Sude Nur Haylazca |
kılı kırk yaran kendine savunmaların
evsiz barksız
vakitsiz keşkelerin
kuş konmaz yatağında
nefsini körelttiğin öksüz arzuların
namusuna Ağu içtiğin bu yollar
mayın toplar!
................................
tümcesi çok mükemmel bir yürek şiiri
nakış nakış işlenmiş sayfaya
kutlarım başarılar