Melek Okumaları: Ağlayarock İlahiYara kabuk tutunca ona taş denir her dinde. taşın iç acıları gibiyiz seninle daima bir hesapta açık daima "öteki"nin toplamını veriyoruz duaya, tüm aldıklarımıza karşılık. bir yanımız nedensiz hep kum. çocuklar fırlatıp bizi, su üzerindeki ruh birikintilerine, bununla yetinmeyip masala yakın korkunç kahkahalar atarken isteksiz, bir sonraki yüzyıla sekiyoruz. yağmur oluyor melek biz o yağmurun rahminde zakkum. yamalı bir sandalı günaha taşıyor sonra melek - "Tanrım! Duyuyor musun bizi tanrım? Batmak üzereyiz. Giderek ayrılık alıyor sandalımız. Tanrım! Tanrım! Her yanımız zehir zıkkım acil toplu intihar izni istiyoruz." her sıcak hava dalgasında bir iğne gibi giderek daha fazla batan bir neşter gibi eti her kesişinde biraz daha acıtan; arabesk bir senfoninin ortasında ille de rock diyen iki nota gibi çekiyoruz üzerimizdeki fünyeleri. ölürken bile aklımızda rock. biliyorum; bu topraklarda çok daha sert bir ölüm istemek ayıp şey yoksa bir dua değil miydi dudaklarımdaki kadın; feel it! ah güzel tanrım kocaman bir getto saklıyorum denizimde ve kendi alkollü sularıma çekiliyorum, yanımda mayışık bir telaş. tüm balıklar melek olmak için zehri bekliyor, bu gece. günah benden gitti artık sende git! gözüme saat farkı kaçtı? onlar kan değil gözüme bir tek "zaman doluyor" yüzüm kendi toprağında bir esir gibi anasız - babasız kalmış bir utanç saklıyor yanaklarında. ve bir cümlesiyle yeniden batırıyor o sandalı tanrının derin sularına kendini bilmez gri dilim; bana bıraktığın taştan, kumdan, acıdan sadece; üç oda bir yalnızlık müstakil bir şaka yapabildim sevgilim. affet! şimdi; çok lezzetli vebalarla ahbap olmak için iniyorum gecenin terkinden şiddetle bandırıyorum ekmeğimi kana. çünkü bu ilahide, bir yamyamın vejeteryanlığı kabul etmesi kadar günahsın bana. Necmettin TOPÇU |
onlar kan değil
gözüme bir tek "zaman doluyor"
bu bölümdeki ilişki güzel.en azından havada kalmayan imgeler var şiirde.kutlarım.