Lexi Anolmayacak yerlerinden kırılmışsın saçlarının. şehirdeki tüm süpermarketlerde yalnızsın. çirkin bir fahişeyle takılıyormuş bir zamanlar sevdiğin adam. çok izgünsün. jönü ne demişti halbuki hatırlasana, bir zamanlar izlerken çok güldüğün filmin kamera arkasını kaydında; -memelerin ve penislerin gözü kördür, aşkın değil aslında- tutku kördür, ten kördür. tüm baykuşlar ölmüştür. her gece eski sevgilinle ilgili kapının arasından atılan pembe bir ispiyon mektubu; -çok hırpalanmış, spor bir mustang’le ’görülmüştür’. gecenin en seksi oğlanı açılmamış soğuk bir biradır artık senin için. için için için! ki piçliği baki kalsın ’havasız’ diye kabuğunu terk eden inciye. bir zamanlar taptığın adamın gözleriydi inci, l harfinden terk. birileri dudaklarından molotof yapıp atmalı seni çocukları uyuttuktan sonra sevişilen evlere. canını yakacak şeylere bulaşmalısın git bir savaşın ortasında anne ol bir kere. beş parasız bir babamın karşında ’okuldan aidat istiyorlar’ diyen çocuk ol. ya da meyve-sebze işine gir bu mutsuzluk halinde. bir kere dürüst ol canını yakacak oyuncaklar bul o hiç sevmediğin kendine. iki sevgilinin dudak dudağa girip bir daha hiç çıkmadıkları yerisin ’romanın’ ha bu bir kitap olmuş senin için ha da italya da bir şehir ne fark eder, ikisinde de yalnızsın. hep kaburgalarının olmayacak yerlerinden kırılmışsın. o kadar çok dövmüşsün ki kendini kocaman, mor bir menekşe gibi duruyorsun kadehlerin arasında. ’yazık yavrum bu kadar içme’ gibi gençlerden hoşlanan yanardönerli bir cümle oturuyor yan masanda. herkes sana bakıyor henüz dövmen bile kurumamış kolunda. herkes sana bakıyor çünkü terk edilmişsin, sarhoşsun. gözlerinde sabahın beşi olmuş perdeleri kapalı yeryüzünde sanki bir tek sen içiyorsun. senin adın lexi alevlerin sardığı bir dünyanın tutuşan tek yeri, ağız kavgasında dilin kırılan kemiği hayat gibi kirli, ölüm gibi saydam... çirkin bir fahişeyle takılıyormuş bir zamanlar sevdiğin adam. |
bu kalemi takibe almak lazım.
''İskender'' kokuyor..
saygılar Şair.