GİTTİN GİDELİ
anılar sokağından yükseliyor sesler
lâkin başını çıkaramıyor topraktan kardelen ellerimde hüzün çiçekleri mutlak ölüme doğru geçiyorum son sokağı artakalan ne çok çığlık… yakararak karanlığı yazar güncem bakışları buz kesiği dev bir kaya ağırlığı bulutlar gibi girdi toprağa içi gölgesini gizleyemedi ölümden küçüktü / küçücüktü, büyük ömründen her şey masal şimdi çölde barınamayan nehir içim sağır rüzgârın alamadığı sızıyı hangi denizde batırsam hangi su yıkar kalbin acısını baht dediğin tahtı kim yıkabilir ki? karanlık odada görünmeyen yıldız o şimdi göremezsin sadece duyumsa rüzgârın öfkesiyle birleşirken ateşin öfkesi kalmakla gitmek arasında kırılır dalgasında dengesi gün batımında gider aklım uzaklara sürerken beni arkandan yok olur sabrımın sesi sevmem akşamları bu yüzden unutulmayan o şarkıda an beni henüz vakit erken ölüme dönen yolda durma, der annemin fısıltılı giz sesi gelip bulur o zamanlarda beni yarını dokuyamayan umut gergefi kayıp harâbe kuytularda kar düşmüştü ya sen giderken erimedi bir daha devedikenleri doldu bahçem el süremem, her biri ayrı kanatır senin tutamadığın ellerimi kendimi yalnız taşı(rım)yamam sen gittin gideli… (…gidişinin yıl dönümü yaklaşan Annem’e) Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
erimedi bir daha
devedikenleri doldu bahçem
el süremem, her biri ayrı kanatır
duyarlı duygular bunlar sağol !!