Çıtçat kapı yalnızlığın çıt çıkmaz muhakemeleri göz yaşı göletlerinde biten hüzün ağacı küs kızıllığında meyve kimin hatırına nefes alır insan çürümüş diyetlerle her defasında asılan düşler kopan salıncak yitirdikçe gölgeleri teninin acısına tuz döken savunma harekatı susku ömrün sırtında dolaşan adımların kararsızlığı belirsizlik çıkmazında aşk üçgeni boynundaki soluk iz dokundukça silinen suda resim çizmeye benzeyen gözlerin iç haznesinde pas tutmayan acı genzinde iğrenti görselliğin kirli telaşı doyumsuz duyumsuz Sude Nur Haylazca |
Çın çın yalnızlık
Çat kapı gidiş ve uğrayışın
Küt küt zamanı eskiten yürek vurumları
Ve hepsine bir örtü SENSİZLİK...
Hani şu ağlamaklı bakan...
İşte dedim, Sude Nur bu Şiirde...
Ne güzel hep imkanlarüstünü yoklaman, ne güzel üstü kalsın hayat demen...