gideceksin
ardında,
eylül gibi bir kent bırakarak..
doldurup kitapları valize
en telaşlı yerinden çekerek fermuarı..
sonbahar’da taşan
yağmur gibi
gideceksin..

kapıda,senden önce
tutuklanmaya hazır kitaplar..
sorguya çekilecek
sen değilsin halbuki,
sorguya çekilecek tarih,
sorguya çekeceğin yıllar var..
ama gideceksin yinede
düşüncene düşmüş baskınları
en orta yerinde noktalayarak..
gideceksin..

fakat dışarda
senden önce
yolundan çevirilmişleri göreceksin
herbirinin payesine düşen
bir su buharı kadar hafif,
uçucu
ve en ılık üflemeyle
dağılgan değil’de
sevi..

gideceksin..
faili meçhul gibi
anonim biri olarak..
gideceksin..
gideceksin..

inzivaya çekilmiş kitaplarla
ardında devriyeler..
bir telaş alıyor sokakları
gidebildimi
gidenler..