Bir Nidasın İçimde...
Yakarken içimi sevda ateşi;
Serin bir meltemle savrulur külüm. Bulunmaz benzeri, yoktur bir eşi; Bağlanmak işkence, vazgeçmek ölüm! Yakarken içimi sevda ateşi... Eylül güneşine yenilen yaprak; Bir kavis çizerek düşüyor yere; Gözyaşı seliyle ıslanan toprak; Umutla yeşerir göz göre göre. Eylül güneşine yenilen yaprak... Şafakta uyanır bülbül-ü şeyda, Müjdeler sesiyle gelen baharı, Yeşerir ufkumda aşk-ı rüveyda, Coşarken gönlümün gam-u efkârı; Şafakta uyanır bülbül-ü şeyda... İsminin iffetle bulduğu mana; Ruhuma ince bir heyecan verir; Zaten yakışan da budur insana; Sevda ateşiyle taş bile erir. İsminin iffetle bulduğu mana... Maviye gizlenen yıldızlara bak; Sonsuzluk sırrını nasıl fısıldar? Geceleyin yakın, gündüzde uzak, Sürer mi bu çile vuslata kadar!. Maviye gizlenen yıldızlara bak... Perişanım sensiz dünyam tarümar; Hasretin çığ gibi büyür içimde, Vuslata yürürken yediğim şamar; Silindi gözümde, renk de, biçim de! Perişanım, sensiz dünyam tarümar... O kadar büyük ki kalbimde yerin; Bu denli sevmemiş Kerem’le Aslı. Tüm güzel şeylerin, bunca eserin,; Hepsi senin adın ile cinaslı. O kadar büyük ki kalbimde yerin... Yok ettin aklımı, eyledin deli; Meçhule karıştı yazım ve kışım. Divane olmuşum gittin gideli, Dinmiyor şuramda bu acı hışım! Yok ettin aklımı, eyledin deli... Rengârenk bir bahçe, ortasında sen; Sana gıpta eder güller, leylaklar. Ömür çizgi çizgi, aşk desen desen; Her çiçek kokundan bir anı saklar, Rengarenk bir bahçe, ortasında sen... Ayla güneş tekbir çeker semânda; Seyyareler aşkla kıyama durur. Gecem, aydınlanır zümrüt lem’ânda Seher vakti dünya tekrar kurulur. Ayla güneş tekbir çeker semânda... Zambaklar açılır gönül bağımda; Onlar ki, bir sevgi ifadesidir, Işığım olursun zulmet çağımda; Varlığın dünyamın meşalesidir! Zambaklar açılır gönül bağımda... Halil GÜLŞEN |