GÖÇ VAKTİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 20 sene öncesinde Erdemli Yörüklerinin yayla yolculuğu anlatılmaktadır.
Sahilden çıkardık sabah namazı,
Sürü göç yolunda kervan olurdu. Merkep, koyun, keçi, inek ve tazı; Bir heyecan, bir heyecan olurdu! Cümle mahlûkatta farklı bir neşe, Sanki bize el sallardı her köşe. Kuşluk vakti ulaşınca Çiriş’e, Birer Çomaç yerdik, derman olurdu! Adım adım, santim santim çıkardık; Suya inat, biz yaylaya akardık. Kör dumanlı Erdemli’ye bakardık; Hüzünle karışık bir an olurdu! Mola yeri, Tilki Adam Astığı, Serin serin meltemlerin estiği. Memleketin çam kokulu yastığı! Dört bir tarafımız orman olurdu! Bozburun’un batı yanı dumanlı; Anılar zihnimde dün gibi canlı, Kimi Akkuyu der, kimi Arslanlı; Akşam ulaşırdık, ihsan olurdu! Erken kalkar Yörüklerin iyisi; Anlatılmaz o günlerin büyüsü; Yine bir kuşlukta Devrent Kuyusu; Yorgun sürümüze bir can olurdu! En öne sürerdik kara eşeği; Ziyadeydi göç yolunda emeği. Karga Gediği’nde öğle yemeği; Bazlama, bandırma, ayran olurdu! Yarım kaldı deli gönlün muradı; Hâlâ damağımda o günün tadı. Türkümü dinlerdi bütün Avgadı; Güzeller sesime hayran olurdu! Bilmez miyim Söğüt’ün pınarını, İkram eder Göktepe’nin karını. Bir çiçek deryası Keven Kırı’nı Geçerdik ki; elvan elvan olurdu! Kapızdan aşağı sular akardı, Küçük Sorgun, taze ekmek kokardı. Ak sakallı, tebessümle bakardı, O fırında, Hacı Hasan olurdu! Halil nerde yirmi yıldan berisi? Hayal oldu davar oğlak sürüsü. Söze sığmaz Gezeren’den gerisi; Cüda kalmak bize hicran olurdu! Halil GÜLŞEN Çalışmamı "günün şiiri" olmaya lâyık gören seçki kurulumuza, yorum ve eleştirileriyle ufkumu açan tüm şiir dostlarına tüm kalbimle teşekkür ediyorum. |
Genelde Türk Milletinin tarihi kodlarında, genetiğinde ve öz kültüründe,
özelde de bizim içinden geldiğimiz yörük (göçebe) kültürümüzün mevcut değerlerinin, göç yollarımızdaki mola verdiğimiz, soluklandığımız yerlerin mısralara yansıdığı bu güzel şiiri gururla ve gıpta ile okudum.
Ayrıca bu şiiri okumakta çok geç kaldığıma da hayıflanmaktayım.
Bu coğrafyanın kültürü ve gelenekleri ancak bu kadar anlatılabilir, ancak bu kadar mısralara dökülebilir.
"Cümle mahlûkatta farklı bir neşe,
Sanki bize el sallardı her köşe.
Kuşluk vakti ulaşınca Çiriş’e,
Birer Çomaç yerdik, derman olurdu!"
Bizim bölgeye yabancı olanlar için yazıyorum bu dörtlükteki ÇOMAÇ: İçerisine peynir, çökelek vs. konularak yapılan dürüm. Zira göç yollarında uzun sürelik yemek molası verilemez.
Rahmetli Fırıncı Hacı Hasa Emmi, 2-3 ay evvel elim bir trafik kazasında vefat etmiş, herkesin tanıdığı babacan tavırlı bir insandı. Babamın da kadim dostlarındandı. Çocuklarından bazılarıyla da okul hayatımızda beraber okuduk. Dama oynamayı da orta mektep yıllarımda ondan öğrenmiştim. Makamı cennet olsun inşallah.
Kalemin var olsun, bereketli olsun Aziz Kardeşim.