Dinle Sana Bir Şiir Okumaya Geldim
/Ulaşılmayacak en uzak düş’tün
Sanırım sırf bu yüzden milada düştün./ Bir dehlizin içinde kaybolmuş yürecik Başını dizkapaklarına yasla Bütün sesler kesildi nasılsa Nerede şimdi içli şarkılar. Son esini yitirmiş umutlar? Alabildiğine mavi mi hala gökyüzü, Marmara’ya düşen bulut beyaz mı hala? Şiirimde unutulmuş bir kaç dize var Ve bir kaç sevgi kırıntısı iç cebimde Kapat gözlerini Galata önünden akan bir gök getirdim sana Unuttuğum ne varsa gece nöbetlerinde İç çekişlerine saklanmış Biraz yalnızmış Çokça ağlamış Ayaz bir şehir getirdim. Dinle; Acımış ne kadar şiir varsa, Sevgiliye koparıp attım kanlı dilimden, Bitirdim bir celsede ihanet aforozu sevdaları. Kundakladım yarınlara hasret aşkları Özlemli evlatlar saldım dar sokaklarına İstanbul’un Çağlayanda bir gece bir bozuk para gibi düştüm yokuşlardan Kayboldum Mazgallarda açtığımda gözümü vakit geç olmuştu Belki de çok erken Derken, Bir su ile gömüldüm Marmara’ya. Dinle; Bu son şiir sergim Son sözlerim artık susma vaktini demlemekteyim. Demlikte unutulmuş çaylar Kül tablasında yarım kalmış nefes Bir yudumda sen al dilersen Ama sen dinle istersen İçimde yarına umutlu aşkla geldim Bir vapur gezisinde çıkıp bağıracağım Ağabeyler, ablalar bundan daha iyisini bulamazsınız... Satmaya geldim... Dinle sana bir şiir okumaya geldim. |
benzetmesi kolay kaleme almaksa yürek ister
bu iki aşka hem özlemi hem sitemi
muhteşem