Şimdi düşüşüme kibirlenerek bak
esrik gözlerimin yarı uykulu ucuyla bakarken ufuklara doğru,
nutkumun tükenmiş sesine üflüyorum son sigaramı henüz tamamlanmamış sevdalarımı toplarken yıldızların koynundan savruk düşlerimle düşüyorum zemheri ayazlara düşüyorum azapsı yalın çığlıklarıma ve üşüyorum henüz intikamı alınamamış yıkımlarıma sana dokunmaya yetim ellerimi yumruklayarak kırıyorum giderek içimde büyüyen yokluğunu, başımı yastığıma her koyuşumda öldüğümü saymıyorum gülüşlerimi gelişine gebe ettiğinden beri benliğime musalla bensizliğine içiyorum her gece sükunete havlu atmış yüreğimde kopan fırtınaları bilmiyorsun... beşinci mevsim’imi bilmiyorsun ayyaş gecelere, kaldırımlar boyu seriyorum postumu ve hasretin kokan şehri kana buluyorum boy boy manşetler atıyorum deniz kıyılarına henüz doğmamış şafakları dibe vuruyorum şişelerde sonra gölgelerimle kavgaya tutuşuyorum kendimle boğuşup, kendimle düşüyorum rezilce kolay olanı seçiyorsun... gidince bitti, zaman alıştırır sanıyorsun kendimden her geçişimi saymıyorsun şimdi döşüşüme kibirlenerek bak bir gün baş aşağı olduğunda görürüm senide. |
kutluyorum yüreğinize sağlık..