artık melek değilim !
artık melek değilim
kanatlarımdan vazgeçtim düşerken dünyaya gözlerimi açarken ruhumdan insan olarak doğabilmek için masumiyetimi yitirdim önce sonra cesaretimi kirlendi beyaz giysiler içindeki tenim sesim kalınlaştı ardından duyamaz oldum tanrımı ayırt edemiyordum artık siyah ve beyazı gri bir gökyüzü altında yaşamayı öğrendim beyaz bulutların üzerinde süzülüp dururken zaman hapishanesine düşmemişken daha hakkımda asılsız suclamalarda bulunmuyordu kimse ben yüz kızartıcı suçları üstlendim kimse önemsemiyordu benden başka yaşamayı ben ölebilmek için bu dünyaya geldim... artık melek değilim... anne masallarında anlatılan masum bebek değilim artık hızlı bir ergenlikten sonra büyük adam olmayı öğrendim kadın nedir bilmezken şehvetten titremeyi ve yazabilmeyi öğrendim konuşamazken daha... susmayı öğrendim.. acı çekmeyi cennetinden düşmüş tanrının başka bir meleği severken.... umut etmeyi ve beklemeyi öğrendim beklemek gelecek sona katlanabilmek için bir halta yaramıyorken ve isyan etmeyi kendi seçimlerimin sonuçlarına katlanamıyorken ağlamayı öğrendim önce farkettiğimde ağırlığını pişmanlığın sonra gülmeyi kısıtlanmış zamanlarda dizlerimin üzerinde sürünmeyi öğrendim unutup süzülmeyi bulutların arasında... ve düşmeyi bir daha kalkamamak kesinleşirken... artık melek değilim beyaz kanatlardan vazgeçerken güçsüz kollarla hayata tutunmayı öğrendim geniş zamanda yaşamak varken geçmiş zamanları hatırlayıp gelecek zamanları kirletmeyi öğrendim.. unutamamayı ve anımsamayı ve korkmayı vurulup daha derine düşmekten yaşamak isterken delice ölmeyi öğrendim ölmek sıradan günlere paylaştırılırken... |