yanık karanfil kokusu
kapandıkça gözlerim
kanatlanıyor olmak fransızca bir aşk şarkısını söylemeye çalışırken hıçkırıklarıyla kesilmiş durmak istedikçe kendine hesap sormuş yasak aşkların cezasını günahlardan günah beğeniyorum kendime başka adamların kadınlarını başka rüyaların kafiyesini hala güçsüzüm en şereflisi yenilgilerin seçtiğim en acısı kolayına kaçtıkça zoruna yakalanmışım zoruma gittikce hile yapmış sabırlı bir fani olamadığım için hem bu dünyayı kaybetmiş hemde diğerinde günahkar sayılmış ne cennetine kabul edilmişim tanrının nede cehenneminde yakılacak kadar büyümüş... bakışlarımdan ürkmüş sesimi duymazdan gelirken sen ve istmek seni gecenin en olmadık saatlerinde olmaz ya böyle şeyler olmuyor işte ten dediğin sende en dokunulası aşk dediğin sende en yaşanılası inkar dediğin bende en büyüğü susmak ağır gelir ya insana söylemek en utanılası yazmak yetmiyor istemek bir an’sa eğer kollarında senden sonra alacağım tüm nefeslere değer uyanamamaksa eğer o geceden sonra o an bitsin yakıyorken seni dokunurken en sıcağımda... |
sesimi duymazdan gelirken sen
ve istmek seni
gecenin en olmadık saatlerinde
olmaz ya böyle şeyler
olmuyor işte
ten dediğin sende
en dokunulası
aşk dediğin sende
en yaşanılası
inkar dediğin bende
en büyüğü
susmak ağır gelir ya insana
söylemek
istemek delicesine...
ama dokunamamak en ızdıraplısından..
yüreğinize ağlık..