hürrem
30 Kasım 2008 Pazar
aynayı göğüsleyen mavi seslere inat tedirgin gecelerimi gülüşünle avutmuştum enlere ulaşan sağ yanımın ızdırabına inat, hürrem! gidişine su durusuyla yaklaşıp gölgeni ellerime dolamıştım ne zaman denizindeki sulara hüznünü giydirdin avazı susuncaya kadar yürüyor bulutlar parçaları kaybolmuş bir terazinin, nasılda senden kalan kumları ölçmeye çalıştığını görüyorum yüreğimin yetmediği yerdeki tınısın ellerinin deşifre ettiği kara bir kuyuya sürükleniyorum... huzurun gözleri altında kan torbacıklarını gördüğümde; anladım ki; ne de acıymış meğer ellerinin uzanamayacağı yerlere şiir bağlamak hürrem!ilk kez turna göz yaşlarının bağ olup geçmişte kalan bir yanıma dolandığını gördüm gece bile nefesini tutup, mehtap rüzgarlarıyla savrulan yaprakların bezeyişleriyle zamanı, kahıra sabahlıyor... yıldızların, şimşeklerin ayrılmasıyla sessizliğe tabi bir meftun oluşunu öğrettin bana... sadece sana köle olan kelimelerinin, hür bakışlarının altında ezik düştüğünü farketmiştim.. yüreğinden yükselen saman alevlerini göremeyecek kadar KÜLdüm hürrem! |
hür bakışlarının altında
ezik düştüğünü farketmiştim..
yüreğinden yükselen saman alevlerini
göremeyecek kadar KÜLdüm hürrem!
görülmüyor bazen..
huzurun gözleri altında kan torbacıklarını gördüğümde;
anladım ki;
ne de acıymış meğer ellerinin uzanamayacağı yerlere şiir bağlamak
özellikle bu kısmı çok beğendim mükemmeldi..
yazan yüreğe sağlık beğeniyle okudum şiirinizi
sevgiyle