Firuzan
Göğün sırtındaki esmer şalı yakmışsın.
Korkudan kekeme kesilmiş seherin, Dilinden en çok ben anlıyorum. Sabah ruhuma geçmiş siyahi bir leke sanki. Karıncaların ayak sesleri dahi ürkütüyor askerlerimi. Zaman, ateşine atılan tahtalardan daha da savunmasız, inan. Her bir perçemin kanıma dolanan büyülü bir yanılgıdır. Gözlerini göğe saklamış perçemin, Yazman neden nehrin kıyama geçtiği tümseklerde sancaktır Firuzan! Gözlerimden zamanı da çekmişsin. Gelişin bile sadece bir ‘an ’. Bilir ki çöl vurgunu gözlerim, Geceyi serin bir hasret kavuracak Ve bilir ki yine Kaktüslerin kaderidir susuzluk. Gelişin yokluğuma mıhlanmış bir seraptır Firuzan! |
tebrikler