2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2154
Okunma

asuman; peygamberin dünyevi hayaliydi... anladım ki bu YETMEZ...ve sonra Asumandan da geçmem gerektiğini anladım..
dedim ki,Asuman dan geçmeden Suzana varılmıyor...
suzan Ahmed’e yazılan bir şiirdir...
sevgilerimle...
suzan 07 Nisan 2009 Salı
gözlerimin teneşirinde senin suyunla
zamanla oluşmuş göz altı morluklarımdan aşağıya
buhranlı ve kirlenmiş feryadın süzüldüğünü duyumsuyor tenim
ah zamanın çizgileri gerisinde eflatun sesleniş!
hep eksik olan düşlerimin, zorlu tepeleri tırnaklarıyla tutunarak
tırmanmaya çalıştığı aynalı hayal!
uhrevi çöküntülemin arasından peydah olan mihrican!
pelerin gibi izlerinin beni sarıp sarmaladığını hissediyorken
rüzgarın esişiyle benden uzaklaştığını tahayyül etmek dahi ürkmeye yeter
ne zaman temiz ve eskileşmişliğin arasında tazeliğini muhafaza etmiş bir kaldırım taşı görsem
uzun soluklu, gerilere yüzü dönmüş aynalar düşüyor zihnime
tütsülerin koynundan yükselen o acı sızlayış bertaraf ediyor gündüzlerimi
her bir yeni patlayan tomurcuk,
ait olduğu dallar tarafından ’suzan’ ismiyle seslenilmeye mahkum kalıyor
bir düşüyor bir kalkıyor ’son’ dan bir yan olan rüyalarında insan
rüyalar çenelerinin kitleneceği ve ebedileşeceği günü bekliyorlar
renkler konuşsun,semboller,gözler,uçurumlar,sonlar...
taşların dillerinden bile hasretin çığlıklarını işitip,vuslatı arzuladıklarını duyuyorken
bana nasıl kalender şiirlerin ortasında bir sokak olduğu tarif edilebilinir
çaresizlik dedikleri tek çare değilde nedir Ey Asumanın yüzüne fırtınaların elleri vurduğunda
dalgalanan zülüflerinin bile erişemediği yaralı düş!
suzan diye diye tomurcuklar açarken alevlenip kül oldular...
üzerlerine yağacağın günü bekleyip eski humusların içerisinde edalı yürüyüşler sergiliyorlar
hazanı belli etmeyerek,biraz dalgın,biraz kırgın...
5.0
100% (1)