suzanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın asuman; peygamberin dünyevi hayaliydi... anladım ki bu YETMEZ...ve sonra Asumandan da geçmem gerektiğini anladım..
dedim ki,Asuman dan geçmeden Suzana varılmıyor... suzan Ahmed’e yazılan bir şiirdir... sevgilerimle...
suzan 07 Nisan 2009 Salı
gözlerimin teneşirinde senin suyunla zamanla oluşmuş göz altı morluklarımdan aşağıya buhranlı ve kirlenmiş feryadın süzüldüğünü duyumsuyor tenim ah zamanın çizgileri gerisinde eflatun sesleniş! hep eksik olan düşlerimin, zorlu tepeleri tırnaklarıyla tutunarak tırmanmaya çalıştığı aynalı hayal! uhrevi çöküntülemin arasından peydah olan mihrican! pelerin gibi izlerinin beni sarıp sarmaladığını hissediyorken rüzgarın esişiyle benden uzaklaştığını tahayyül etmek dahi ürkmeye yeter ne zaman temiz ve eskileşmişliğin arasında tazeliğini muhafaza etmiş bir kaldırım taşı görsem uzun soluklu, gerilere yüzü dönmüş aynalar düşüyor zihnime tütsülerin koynundan yükselen o acı sızlayış bertaraf ediyor gündüzlerimi her bir yeni patlayan tomurcuk, ait olduğu dallar tarafından ’suzan’ ismiyle seslenilmeye mahkum kalıyor bir düşüyor bir kalkıyor ’son’ dan bir yan olan rüyalarında insan rüyalar çenelerinin kitleneceği ve ebedileşeceği günü bekliyorlar renkler konuşsun,semboller,gözler,uçurumlar,sonlar... taşların dillerinden bile hasretin çığlıklarını işitip,vuslatı arzuladıklarını duyuyorken bana nasıl kalender şiirlerin ortasında bir sokak olduğu tarif edilebilinir çaresizlik dedikleri tek çare değilde nedir Ey Asumanın yüzüne fırtınaların elleri vurduğunda dalgalanan zülüflerinin bile erişemediği yaralı düş! suzan diye diye tomurcuklar açarken alevlenip kül oldular... üzerlerine yağacağın günü bekleyip eski humusların içerisinde edalı yürüyüşler sergiliyorlar hazanı belli etmeyerek,biraz dalgın,biraz kırgın... |
tebrikler