merhaba uzun zamanlık anların kısa süren sancıların izlerinden sonra yeniden bir serçe olup dönüyorum sana
yıkılmak üzeresin merdivenler gömülmüş odalara miğferler yer değiştirmiş krallığın son varisi öldü mü yoksa
aramıza yol olan nehirler kurumuş ve kurumuş güllerin susuz bahçesi sonbahar oluvermiş yaz ortasında üzülme karanfil tohumları getireceğim yollar değişmezse
bir dahaki sefere
yeniden inşaa edeceğim seni senin için kerpiçler biriktirdim karasal iklimin değişir belki belki akdeniz olursun beyaza bulanır her yanın belki de yaslanırsın karadeniz’e kara süvariler bekletirim bilmedikleriz sevmediklerimiz yaklaşmasın diye
merhaba şato ayağı aksak bir serçe gibi geldim sana son olarak bir altın kafes hatırlıyorum bir de başında senden büyük bir akbaba ne oldu böyle yokluğumda bu nasıl bir karmaşa konuş ve toparla kelimelerini duvarlar boş kalmış ve fotoğraflar silinmiş sisli gecelerden içeriye aldığın adamlar çoktan seni bırakıp gitmiş
şimdi şato gel kendine bırakılmışlığın ve yitirilmişliğin yıkacaksa seni böyle gidiyorum ben otranto beni bekle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şato şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şato şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
uzun zamanlık anların kısa süren sancıların izlerinden sonra yeniden bir serçe olup dönüyorum sana
yıkılmak üzeresin merdivenler gömülmüş odalara miğferler yer değiştirmiş krallığın son varisi öldü mü yoksa ================================== Kutkarım arkadaşım eserinizi tüm yüreğimle okudum. Çok hoş olmuş seven bir yüreğin sesidi; Yüreğinize sağlık sevgi ve saygılarımla
ohh soluk alabildim nihayet bir bir okuduğum ölüm kokan şiirlerden sonra bu şiirde bir bitişi anlatıyordu, ama yaşam kokuyordu bir yandan şair umut doğradı ekmeğime şatoya olduğunca / kutladı Kalimera en içten/
merhaba şato ayağı aksak bir serçe gibi geldim sana son olarak bir altın kafes hatırlıyorum bir de başında senden büyük bir akbaba ne oldu böyle yokluğumda bu nasıl bir karmaşa konuş ve toparla kelimelerini duvarlar boş kalmış ve fotoğraflar silinmiş sisli gecelerden içeriye aldığın adamlar çoktan seni bırakıp gitmiş
şimdi şato gel kendine bırakılmışlığın ve yitirilmişliğin yıkacaksa seni böyle gidiyorum ben otranto beni bekle KUTLARIM FARKLI OZEL GUZEL EMEĞİNİZİ SEVGİLER.............
ve şato..
dalgadan deniz çıkarmı ? çıkar..
hadi
yine
tekrar...
baştan yaz bu romanı..