Sıra Bilmeyen Zamanzaman kaybeder elinde avucunda ne varsa masum bir sevgiye aldanır kalp umutları ne kadar kurşun yemişse yesin hayat kapılıp gider gökyüzünün mavi yakasına hayat göğe yazılmış bir tutku sonu tutuklanmış bir düşüncenin yahut acılar içinde kıvranan bir kızın muştusu umut güneşin arkasına saklanmış bir pusu su gri yağmurlar ardından akan veya yaşanılan yoklukların avuntusu ah sıra bilmeyen zaman kirlettiğin ellerin hesabını önce bana ver ve yaz geçerken yaz bir köşeye unuttuklarını ben yaşıyorum derken ve sen geçerken ahirliklikler içinden önce bana anlat kaç vakit erken kaç vakit geçer giderken ahhh ahimiran bana yaptıklarını hala unutmuş değilim düşüşümde gülüşlerini kalktığımda dizlerimdeki kan izlerini ve duruşumun toprak üzerindeki halini ahhh ahimiran zail bir öykünün içinde yaşarken ben olan sen geçmiş değilim masal kahramanlarının içinden geçmiş değilim ben bugünüm an kadar erken ve sen kaf dağının arkasında ölürken sehpaya asılmış düşüncelerimin boynu kırılıyor ve ben kırılıyorum kopmam gerekirken inceldiğim yerden zaman beş kuruşa satar elinde ne varsa bir kaldırım yosmasına aldanır aşk hayat yok olup gider çıkmaz sokaklarda geçer umutlar yerin dibine ve masum bir uyku belirir gecenin göğsünde iyi uykular hayat kıvrıldığın soluklarda rahat rahat yat |
bir kaldırım yosmasına aldanır aşk
hayat yok olup gider çıkmaz sokaklarda
geçer umutlar yerin dibine
ve masum bir uyku belirir gecenin göğsünde
YUREGINE GONLUNE SAĞLIK KARDESIM... BEGENEREK OKUDUM SAYGILARIMLA...