Ne Ada Ne Karakaranlık bir denizin ortasına bırak beni görünürde ne ada olsun ne kara simsiyah geceler üzerime çökerken beni bensiz bırak git geri s/aklında tut bizi biriktirdiğin günleri beni seninle unut deltalarda sürüklendiğimiz parçalarımızla bir yığıntı olalım suyun yatağında aksın aksın ve bizi bulsun kendi yolunun sonunda karanlık bir denizin ortasında grupla sevişirken gün gün doğmadan sakla beni dehlizlerin uçurumuna düşüncelerim sığınsın ve sığınaklar mülteci olsun bana firarileri düşünüyorum onlar nasıl da yanıyor suyla onlar nasıl da kül olup karışıyorlar semaya gökyüzünü kirletenler var gayya kuyusundan çıkıp yanmış etleri irinden dokunuşlarıyla gri tablolar yaratanlar ah onlar ruhlarını deniz maviyken satanlar mavinin çiyanlığına aldananlar elbette tanıştılar bu renk haindir ve ürkmeden boğar beni yorgun savaşçıların yanına bırak onların yaralarını saracağım bir süre kırılan kolları veya kanatları olacağım beni yalnız bırak aslında bitene kadar bu fırtına lodusu sırtla sen götür benden uzağa sonra sorusuzca ve usulca gel yanıma suallerini unuttuğun anda suskun bir koy açacağım sana ne mavi olacak ne karanlık bir vakitlik selâ olacak içinde dudaklarında tek bir kelime... bu şiiri burada bitirme ! |