Bizler, yabancılar..Biz ilklerimizin özel olmalarını arzulayanlar, Bizler günü geldiğinde en özeliyle sevişmeyi bekleyenlerdik. Neler oldu böyle? Çakıp omur iliklerimize İsa’dan geriye kalan çarmağın tahta parçalarını, Defolup gittiler açıkçası, özeliz yalanlarını çiğneye çiğneye. Bizler zevkine bile varamadan olan bitenin, Daha nefes nefeseyken, daha yerlerimizden bile kıpırdayamadan, Onlar çoktan döndüler odalarımızın köşelerini ve Defolup gittiler arkadaşım, yabancılara emanet ettiler bedenleri bu böyle. En acıları öğretildi bize, daha acırken bedenimiz bir de ruhumuza darbe Hançerlediler bizi, oluk oluk kanıyoruz, Günahımızı örtmek üzere, bepantenle tendirdiyot karıştırıp Sürüyoruz münasıp yerlerimize. Daha kabuklanmadan yara üstelik bir başkası çıkıyor karşımıza ve Tanrım 3 gün geç kaldın ama O sensin diyoruz! Bir daha sancılara gebe bırakılıp, bir daha terk ediliyoruz. Arkadaşım biz hiç akıllanmıyoruz. Aşk bize hiç akıl erdirtmiyor sanıp, bir de aşkı lekeliyoruz! Yok öyle bir şey, mide bulantılarının, yaraların ve berelerin sebebi değil aşk, Fizik tedavilerde de yok suç Ve inan bana aslında bırakıp gidenlerde bile değil suç, Zamanla bırakıp gitmeyi de öğreniyoruz. Anlıyoruz. Biz aşkı bulamadan kaybedenlerdeniz. Çıkarıp omur iliğinden saplananı, kıymıklarını, yeni bedenlere batırıyoruz. Arkadaş bizler şeytanın ta kendileriyiz ve cehennemler yaratmaktan başka bir işe yaramıyoruz Bugüne dek hiç yaramadık . Ne yapsak da aşkı lekeleyemiyor ve her seferinde lekeleniyoruz. Her seferinde daha fazla. Bir şeyi unutuyoruz hep bu basit birleşimde. Aşkı lekeleyecek, aşka en derin darbeyi vuracak tek şeyi eklemeyi unutuyoruz. İçine aslında biraz gözyaşı akıtsak. Fazla değil be kardeşim, biraz. Biz şeytanlar kazanacağız, Bir de şu göz pınarları nerede, onları bulabilsek... Beste Gül Öneren Tarihsiz bir ruh hali... |