Ansızınzaman aleyhimize işliyor sevgili birden bir infilak dağıtabilir bizi unutamadığımız her şeyi bir bozkır gibi yakar hüzünlendirir güne bakan yüzlerimizi kırlangıçların gelmesine daha çok çıkıp o kayalıklara bekleme ölümün habercisini biz değil miydik her kırlangıç mevsimine ölüm diyen bir aylıktır ömrü diye seyredip kendine çekilen şimdi kendi hesaplarımız içinde kendi öykülerimizin sonunu bekleyen beceriksiz yazarlar olup çıkıverdik beyaz sayfa içinde küçük siyah oyunlara körebelere takıldık gözlerimiz görmeyen olunca ah sağım solum sobe değil benim gebe kalmış bir güneş yılından sesleniyorum sana un ufak olmuş kayalık dağlarından and dağlarına geçerken bakınıyorum bizsiz doğan safağa kırlangıçlar da geldi oysa yoksun öldün mü mevsimi mi kaçırdın yoksa ansızın telaşlar biz oyalar sevgili ben unuttum gittiğini şimdi dört duvar içinde sana yazıyorum şiirlerimi pervaneler dolaşıyor ışığımın başında ölecekler son danslarıymış bu oysa yetiş karanfiller solmadan yetiş bu dansa savaşan kralların şatoları yıkılmadan yetiş miğferler düşüyor başıma ağır ağrısı bundan olmalı aslında ben sana kanayamıyorum kesilen damarlarımdan başka ah şah damarım kopmuş benim ana arterim can çekişmekte yine farkında değilim bu yollar önüme devrilmekte ansızın bir ölüm bekliyor bizi sevgili yere ayak basan ruhlar söylüyor mezar bağırırken sağımdan solumdan ebe değilim yakalanmak üzereyim kapatılmadan toprağın altına şimdi ağrı dağına ağır ağrılarımı yüklemekteyim z&y |
Saygılarımla