Vakitzamansız vakitlerin içine kapanmış bir telaş taşıyorum ruhum yorgun argın nehir kenarında ölümü bekleyen süvariler gibi bölündükçe azalıyorum gururum hiçlikler içinden çıkıp guruba tülüne takılmış bir seher oluveriyorum tenim geceyi özlüyorum uzatma kelimeleri dilim her med gidişse cezirleri var bu dönemecin asfalt üzerine yazılmışsa yolculuk dediğin ay’a gidenler var ayaklarını kaldır yerden deniz üzerinden tekrar gelelim bir gece vakti pasifik mavi bir yol olurken önümüzde ansızın küfredelim anlatım bozuklukları içinde sen anadan üryan soy kelimelerini ben rüzgâr dikeyim üstüne alacakaranlık vakti küfürlerimiz dolanırken dilimize dize olalım biz kapalı şiir içine ölü şairler rivayetlerini yağdırsın üzerimize kehanetler tutusun elimizden geçmiş zamanların paryaları bağlasın bizi dilim, dilim dilim keselim ağzımın içini kirleten her şeyi aşk kelimesini tarlada kuşluk vakti ölüm biriktiren ekinlerimizi yediveren filizimizi keselim kan damıtmadan gelincikler kızıla boyanmadan vakit dönelim gün batımı çıldırtır bizi kırk altılık infazlar bırakırlar düşüncelerimize on beşi geçemeden umurumuz delirir yok oluruz hesaplanmış vaktilerin azılığı içinde yalpalarken ömrüm geçmiş saatlerin acısına akrebe takılır zemberek gibi zaman geçtikçe daralır ruhum ölümü gözleyen bitmiş nefesim tekler birden ben nerdeyim ay hesabı yaparken seneler içinde asırlar biriktirirken ahir zamanın ellerinde z&y |