sessizce
sen terkedince bu şehri yollar yoldaş oldu yüreğimdeki hasretine
kaç adım getirir beni sana bilemedim, gittin gideli yürek sürgünlerde elimde kaç karanfil soldu, yüreğimde kaç kurşun izi birikti senelerce bir güzel sözünün uğramadığı yerde, ömrüm son bulacak sessizce bunca yıl aldırmadım üzenlere, kimseleri sebep etmedim kendime biçağre el salladım ardından, gönül koymadım hiç çekip gidenlere senden başka hiç kimse yere diz çöktürüp, yıkmadı yar beni böyle yinede bir ah etmedim sevdiğim, yansada bağrım kor ateşler içinde vebalı göğsümle ölümü bekleyen dermansız bir soluğum pencerede sen güneşin doğuşu oldun sabahlarımda, ben ise batışı gecelerce dilimde dualarım çıkar arşa ve aydınlatır mihrabımı sen üzülme son sözlerim ya bunlar, benden seni üzecek kalmasın tek kelime yüzüme çizgiler bırakan zaman neden hiç uğramadı yürekteki derde bir senden geçemedi genç ömrüm bir sen kaldın, eskiyen kalbimde istemezdim ruh terkedince bir burukluk kalsın bu emanet bedende bir seni yenemedim bir sen kaldın bir avuç toprak yüreğimde zaman tutup kollarımızdan bir çocuk gibi sürükledi bizi peşinde şimdi o aşık olduğum gözlerini bulutlar kaplamış yenilmiş senelere yalnızlığa mekan olmuş odamın ışıkları ansızın bir gece sönünce başını eyme sevdiğim! sana yazdığım son şiire o öldü de sessizce yanıbaşımızdan usulca geçti yıllar farkedemedik aldandık gençliğe artık çağresi yok bu son oyun hayat sahnesinde ve kapanır son perde ağlama! kıyametim kopar gözündeki tek damla yaşın yere düşmesiyle toprak serpilirken yüzüme, son defa seni hatırlamak istediğim gibi gülümse |