şehir
terkedilmiş bir şehir düşle sevdiğim
yıkılmış harabeleri diz çökmüş göğe öyle ki hiç durmadan ağlıyor gökkubbe ne güneşin doğuşuna aldırmış ne de aya takılmış gözleri senelerce terkedilmiş bir şehir düşle sevdiğim zamanla derinleşen yağmur izlerinden çık yola giz yok gerçekler serilmiş olacak ayaklarına tanıdık gelicektir eski halinden eser kalmasada derin nefes al ve ilerle karanlığından korkma küçük bir kız çocuğu gezer bu şehrin sokaklarında heyecanlanarak el çırptığı yıkık bir parktır aslında yıllarca hayali kurulmuş! gözleri sen... saçları ben... güneşi görmeye çalışır bıraktığın harabeler arasında terkedilmiş bir şehir düşle sevdiğim ne kadar direnmişsede yenik düşmüş fırtınalara yabancı değil hep var olan bir şehir aslında yaşanmışlıkları bir bir yüztutmuş unutulmaya oysa yalnızca sana adanmıştı öncesinden sonsuza... tarihine tanıklık edenlerde kalmamış! soranı yok... bileni yok... zaman akmıyor yapayalnız! geleni yok... geçeni yok... çökmüş bir imparatorluk! kıymet bileni yok... sen ki en asil yolcu taş duvarların uğurladığı sonu gelmiş bir saltanatın tek tanığı asi rüzgarlar bile ayak izlerine dokunmadı yıkımdan beri dualardaydı toz bulutları ve bir tek onlar sardı kanayan yarama bağı bir şehir ki yıllarca nisan yağmurları teselli olmuş yanmış sokaklarına ve eylül rüzgarları uçurmuş saçlarına takılan haziran çiçeklerini kimse dokunmamış ve hiç kimse sevmemiş senin gibi... |
SAYGI VE SELAMALR...