AŞ ERİYORUM YÜZÜNEİnanır mıydın bu kadar anlam dolu günlerine taşınacağına aşkın oysa tüm kapılar kapanmış ve başkalarının yaşadığı o el tutuşmalara bakar olmuştuk birileri gece ya da gündüzü eşit ve apak duygular içinde sarmaş dolaş yaşamayı seçerken biz aş erer olmuştuk adam gibi sevmelere ve karnımızda faili meçhul cinayetler taşıyorduk geçmişten kalma faillerini yeni öğrendiğimiz hatırladıkça üstümüze kusan rezaletler... birileri sarılırken her sokakta adam gibi aşk diyerek yaşadığına özlemle baktık el tutuşmalara kendimize dönerken hüzünlü yakarışlarla ne birileri gördü bizi ne de yalnızlığımıza uğradı şehir yüreğimizde zincirleme elem tamlamaları... her vagonda kıdemli aşk fısıltıları sözcükler ve öpücükler arasındayız altımızdan kayan kızgın tren rayları aktıkça akan azgın Fırat gibi derin bir girdabın ortasındayız içimizden geçen Sırat gibi ne günlerdi yaşadığımız kasveti kasvet hasreti hasret bir dilim ekmeğe muhtaç gibi aşkı aradığımız günler... inanır mıydın -yüreğine söz geçmeyecek ve alıp götürecek çok uzaklara aklındaki aşk kalbindeki fırtına ve bağlılık yemini edeceksin yarınlarına...- diye söylese içindeki ütopya şimdi sussun her dildeki şive konuşmak neye yarar biz aşka mucit olduktan sonra ... sevgili artık benim içim sıcak mevsim soğuk kalbimde özlem aklımda sen aş eriyorum yüzüne… ve aşk boy veriyor içimdeki şehirde sokak lambalarıydı bana arkadaş aşksız adımlar attıkça kentte sana duyurmak istiyordum sesimi ama menzilimde değildi yüreğin… Nevzat KONŞER Şubat 09 |
mayamız bu...iyi ki de öyle...
tenden geçmeden ruha varılmaz...aşk olsun...hep...
sevgi selam ile...
aşk daim olsun...