gizli özne
vazgeçmem eskisi gibi...
utanıp sıkılıyorum içimi açtığım her kadından muzdarip eski bir dükkan kiralayıp içine yalnızlığımı yerlestiriyorum üstüne ekliyorum çaresizliklerimin ve bir süredir kelimelerin efendisiymişim gibi rahat ve umursamaz ve ürkek ve ukala yazıyorum aklımın sağlığını kontrol etsin diye başvurduğum tüm kahrolası pratisyen hekimlerin aklından şüphe ediyorum eksi dört derecede buhar oluyor ciğerlerimden zorlayarak cıkan nefesler bir türlü planlanan saatte randevusuna yetişemeyen acemi aşıklar gibiyim aslında ne bir randevu planlayabiliyorum artık nede bir saat belirliyor yetişebilmek için en kolayı acemi aşık olmak üstlenebiliyorsun tüm kafiyesiz şiirleri... sezilemiyor bir türlü günahkar düşünceler ve tanrı bir kaç kuluna görev veriyor doğru yola getirsin diye sezemediklerini yasaklıyor kafiyeli sözleri ve yasaklıyor düşünmeyi sanki düşünme yeteneğini kendisi vermemiş gibi... sızıyor inceden bir kalp agrısı rüşvetlerin hesabı tutulamıyor çokça zamandır ve ’’sevgilimli’’ zamanların karşılığını bulamıyor banka müfettisleri sensiz zamanların telafisi olmadığı gibi... tanrının çobanı olmak değildi maksadım aklıma çoban olmayı koyduğumdan beri tuhaf bir boşluk içime hangi sevdayı atsam dolmuyor içimden seni çıkartsam geriye birşey kalmıyor sen dediğim az önce boşalan gözlerimdeki yasların katledeni ben dediğim seni çıkarınca tek başına bir anlam ifade etmeyen şahsın birinci tekili... ne tuhaf senden önce ne tek başıma olabiliyordum hayatımda nede kalabalığım şimdi seninle birlikte üstlendiğim yalnızlıkların öyle ağırki kollarında yığılıp kaldığım sensin kendi hayatımın gizli öznesi |
senden önce ne tek başıma olabiliyordum hayatımda
nede kalabalığım
şimdi seninle birlikte üstlendiğim yalnızlıkların
öyle ağırki
kollarında yığılıp kaldığım sensin
kendi hayatımın
gizli öznesi
Çok farklı ve o kadar da kendine özgü mana yüklü bir şiirdi...
Yüreğinin sesi iç susmasın efendim.
SAYGI VE SELAMLAR...