denizin saçlarıkaranlık duru uzak su gümüş ve kara dut dudaklarınla git koyaklarda iftira şehir sisli bir sabahken henüz gülücük kayısı çiçeğiydi dalımızda bir oyun ki kıran kırana ölüm hepimizin belindeki tek öpüşlük gamzedir hayat çoluk çocuk topal yüksekten kork amma düşlerini de incitme alçakça nasılsa düşmek sonuç sen denizsiz deniz sensiz hiç olur gölgesiz bir adamın döşünde aşk şimdi bir sebep kainat yıkım seni görmek için savrulan asıl bulutların hakkıdır yağmur gözlerim gidenlerin yurdu saçlarım adına yazılmış name rüzgara verdim bu gün kokun deniz ellerin sevgilim |
kırlangıçlar ya ölüyor ya göçüyor,düşler gölgelerle uçuyor çoğu kez
sözler bazen rüzgara bazen suya bırakılıyor
ama yazılanlar illaki biryerlere ulaşıyor
sizin sayfanızda resimleri finali isimleri ile hiç bir söz boşa okunmuyor
sevgilerimle