GİZLİ ÖFKEM
titrek camlardan süzülen billur karanlıkta
baktığını göremeyen gözlerle uzak bir manzarayı seyrederken sınırı olmayan şeyler düşünüyorum seni gördüğüm ilk anı düşünüyorum kasvetli bir fecr zamanı evlerin damlarına sabah ezanı yağarken dua gibi satırlar yazıyorum senin için tozlu bir akşam üzeri nemli bir yelin soluduğu sokaklardan geçerek gürültülü bir karanlığın içine giriyoruz sen ben ve diğerleri herkes sövüp sayarken kaderine kısmetine sen bir köşeye sinmiş etrafı seyrediyordun ışık tozlarını dağıtarak etrafa savrulan bakışların bana doğru yöneldiğinde herkes susar herşey durur bakışlarımız havada düğümlenirdi ben yaprak gibi titrerken karşında sen belkide onu düşünüyordun ve başbaşa geçen bir pazartesi sabahı sen karşımda kahveni yudumlarken ıslak bakışlarınla gözlerimi arıyordun ben bayram sabahı üşüyen bir serçe gibi karşında titriyorum gözlerim yerde ellerine uzanmamak için kendimle savaşırken sen belkide onu düşünüyorsun bana baktığında onu görüyorsun onun ismini söylediğinde başımdaki kovan uğultusu gözlerimde çakan şimşek her şeyi öylesine belli ediyordu ki ama sen bunu anlamıyorsun anlayamıyorsun parıltılı bir yıldız yağmuru gibi üzerimize dökülürken sigara dumanı senin bakışların avuçlarıma doluyordu ben gözlerinin denizinde mutluluğumuza yelken açmak isterken her kulaçta biraz daha yalnız kalıyorum sinsi bir böcek yürümesi gibi etrafımızda dolaşan ihanet fısıltıları seni alıp benden ona götürdüğünde birlikte geçirdiğimiz saatlerin tek hatıraları etraftaki içilmiş kahve fincanları |
Karşınızdakinin sevdası, bir başkasına ise.. sizinle işi ne...
Yok sizi seviyor ise.. başkası ile işi ne.. Sizin onunla işiniz ne?...
İnsan mı kalmadı.. Sevgili kıtlığımı var....
Tekrar söylüyorum Kusura bakmayın, anlamıyorum böylesi hayasızlıkları...
Bu yaşananlar AŞK değil... Sevda değil... Aşk'ıda kirleten rezil duruşlar...
Anlatım tarzınızı beğeniyorum.. ama şiirinizin içeriğini beğenmedim...
Hoş bulmadım açıkcası..
Selamlar
Meryem Zemerot