BALAM! ÜRYANIM BUGÜN...
Buğusu taze
Dokunuşu ölümün, Sıcaklığı ürperti... Duyuldukça sızlatan Yüreğe nail Anladıkça kanatan... Ardından kırk bir mum Yakıldı Meleştikçe kanadı Kanayan Siyahı katran sayan O an... Uyandıkça alnımda Çizik çizik ayrıklar Fezaya mühürlenir Dilde binbir ağıtlar Ben beni üfledim Benden ötesi için... Efemi çaldı ölüm Çukurda taş toprak bendi Sular ters akar şimdi Umutlar yokuş aşağı... Ufkum sahipsiz hancı Konuk yaralı Koltuk kırık virane... Efem lisanın ile Türkülerin çağlıyor "ya ilahi ne olursun Kalmışım gayet naçar Haber verin balama, Tenim teneşir içinde Balam üryanım bu gün" Zihnimi tırmık tırmık Yokluğun tırmalıyor Üryan kalan sol yanım Ölgün sensiz ışığım... Dinmez bir hasret ile Kabristana bakarım Ağlar efem içimde Bense ıslanmış serçe Sebil buyruğum günde.... |
Kabristana bakarım
Ağlar efem içimde
Bense ıslanmış serçe
Sebil buyruğum günde....
....
Sayın Hazal karadağ,
Gözünüzü kabeistana bu kadar erken çevirmeyin. Hayata bakın birazda. Yüzünüz gülsün.
Tebriklerimle. Güzel bir şiir yine. Saygılarımla.