ya da yâr...
[çok şehir gezdim bir sevgi uğruna
çok toprak ezdim bu yolda bana küsmeyin sevdacılar; kaç köyden geçtim kaç öyküden sildim kendimi bilemezsiniz ki! şimdi bulutlarda gizli bir su perisi nadastaki kalbime ekti aşkı bir çift gözle bir çift söze güvendim, özüm gibi baktım gönül tarlasındaki başağa; har oldum mundar oldum hasatta adım keskin tırpana çıktı oysa sustalıydı benim yüreğim... yanılmak ak yürektedir benim suçum yok! alın kalbimi köpeklere atın, satın beni üç kuruşa mezatta; çekinmeyin! lime lime edin ruhumu bıçakla girin umut tarlasına... demiştim ki; soyuldukça aşkın kabukları ya yılan çıkar ya da yâr!.. buyurun artık sizindir en güzel aşklar... ö.n |
bir hüsranın feryadı gibiydi
Yılan her zaman kabuk degiştirir
ardında bırakır eski kabugu ve yenisini giyinir..HOVARDA ASK !
Ama gerçek AŞK üryan / çırılçıplakdır Hissedilen ve görünmeyen
Kaleminiz daim olsun !