30
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2325
Okunma
ergen aşka gecikmiş
erken ana kadınlar için hayat
hele ucu öfkeden ve öfkeyi yenmiş
kirli silgi yaşlarından beri
şiirle hemhâl ise biraz
ahşap masa
kendi ölü
tadı diri
üç beş çinekop
gözünün minesinde minnet
dilinin gerisinde kelime be kelime jop
ve toprağının bağrından taze kopmuş
bağ bağ maydanozdan ibarettir biliniz
yan yana iki bardak
biri su katılırsa açık beyaz
diğeri -acık buz- istanbul kış falan
boğaz’ın hiçbir boğumuna
annenin ölümüne babanın düğümüne
bir ağustos öğle vakti bebeğin
ansızın doğumuna bile dokunmaz
aşık bir adamın gözlerini okurken
tek dışı ayazdır pencerenin
içim bin dokuz yüz yetmiş beş senedir yaz!
mis gibi kokan salatanın zeytinyağıdır
ve ajda’dan sonra okuyan tanju okan
evet onu da hatırladık
hem hiç unutmadık
ne çok istediğimizi birlikte bir ölümü
lakin birkaç engel koymuş
-birlikte yaşamak için-
bir de çengelköy sahiline
çatısı sabır kadar ilginç bir ev
n’olur biz içelim bu gece
gözyaşlarımızı tüllerinizle siz siliniz
fay hattında gül yetiştiriyoruz biz
biz fay hattında birer gül
hattızâtında
bir gülüyoruz bir gülüyoruz
ki
yanaklarımızın yataklarında
analarımızın sabahları kızamadığı
ıpıslak gül kokulu mübah iki iz
JD