KIZIL KIRBACIN SESSİZ İŞKENCESİ
yalnızlık damlar gözlerimden
sana yazdığım şiirlerin küllerinde çehreni seyrederken seni düşünüyorum dumanlı sular gibi akarken uyku gözlerimden sessizlik ırmağı ıslatırken hayallerimi ardında bıraktığı gürültüsün sen işte o şarap kokan hayallerimde gözlerinin gümüş karanlığını artık görememek çok çabuk ayırdı beni ömür takviminin yapraklarından dökülen yapraklar ellerin gibi konyak sarısı anlatamadım sana aşiyan da canımın bir yarısı şimdi yalnızlık çivilensede günün her saatine unutamadığım hayallerinle yaşıyorum hatırlarmısın revellion da yoksul bir köşede uzak bir radyodan gelen buğulu bir musiki ay ışığı gibi pul pul dökülürken üzerimize sen bir sigara yakardın dumanı bulutlara ulaşana kadar öpüşürdük sonra yol kenarında dinlenen yağmur taneleri gibi kollarımın arasında yarı uykulu hayaller kurardın ama artık yoksun tek tesellim havada kalmış ses kırıntıların yaprakları tarafından terkedilmiş ağaç gibiyim sensiz senden uzak geçen her gecede mehtabın ölü aydınlığında etten bir heykelim bakışların değdiği yeri yakar küllü esmerim |
Sanki hikaye gibi... Şiirsel...
Ne mutlu o esmere ki, ardında böylesine seven biri var...
Yazıklar olsun o esmere ki, kadir kıymet bilmez kötü yanı var.
Bana görede rengin değil... Yüreklerdeki yerin önemi var...
Yüreğiniz güzel... ama kimi o yüreğe koyduğunuza biraz dikkat edin.
Selamlar ve Saygılar
Meryem Zemerot