PAPATYA II
güzel ve ürkütücü genç bir kız
Bakire Meryem yontusunun yanında İyiyi kötüden ayıran çizgi öylesine incedir ki İncil: ‘yoksullara verin’ der; serserilere değil Eski ve Yeni Ahitler Babil yosmasından sakın! kendi kendini lanetlemezdi.lanetlenmiş İblis sözcükler dudaklarımın yüzeyine yükseldiler & dilsiz sevi gelince, insanın elinden bir şey gelmez Ey aşk! zevklerin kızı... krallar bile senin saç buklelerinin tutsağı oldu bir ordu gibi korkunç erdem gördüğünü sevmektedir günahkar ve hasta usumun sınırları güneşin hakkıdır bu insanı ışıklarıyla delik deşik eder yaralar büyür,insan açılır kendi kendinden geçişine tanık olur gözyaşına boğuldum hiçbir şey saklamadan kendini yok sayacak koşullar içinde konuşması ateş gibidir yüreği bir ağ,elleri bağdır göklerin egemenliğinde hiç günah işlememiş kraliçe kösnül bir rahibe iğrençliğinde --bir fahişe ! dedim, tiskintiyle kilisenin büyüsü,tenimin gururu denizin üçte biri kana dönüştü üçüncü kardeş ortadan kayboldu dördüncüsünden korkun ortalık neredeyse karanlık ocakta taze küller, beyaz ve gevşek kızardım, ürperdim dili kara eski bir hırsızlık olayı bedenin ve ruhun çarpıntıları tanyeri ağarıyordu duvarlar boyunca &sıralanan ortak bir giz, suç ortağı, günah arkadaşı etten kemikten yapılmış insan etin çağrısına uydum küçük-zavallı günahlar anasıyla babası toprak kölesiydi deliler şenliği,görkemli bir karnavaldı kurda kuşa yem olmadan önce artık efendiler ve Tanrılar yoktu her şey alt üst edildi dili yakan acı bir dil acılar içinde kıvranıyor günahın yerini pişmanlık almış ruhun gözleri savaş için donanmış bir ordu yüzünde dünyanın tüm sevinçleri kışkırtıcı günah çekicilikleri Tarı’nın parmağıyla yazılmış uçsuz bucaksız kutsal usun çelişkiler gizemi kösnüllüğe çare arayan iyi şeylerin en tatlısı ussal ruhun ilkeleri, düşsel açlık birbiriyle çalışan dingin ışık, duygunun pençesine günahkar tutkular dilin büyüsel gücü,günah çıkarma oyunları içsel mutluluk&günahkar da olsa soyluların güçlülerin bodur gövdeleri gerçek, gerçeğin farklı bir imgesi Ağustos böcekleri .........gizemli buyrukları kutsal nesnelerden donakalmış yıldızların artsız aralıksız döngüleri yürekten olmayan mırıltılar nemli ve puslu soylu tazılar gibi çöken sis insancıl,neşeli,mutluluk duyan bir adam ateşli gerilimler,anlamlı suskunluklar & yaşayabilen kutsal değerlere karşı zekasının kıvraklığıyla şimşekler yağdırdığı uysal kuzular,altın ve gümüş kapları İsa heykelleri iç taç,tinsel erk, bir puta tapan alaycı gülüş küçümseyici ünlemlerini onaylayan bir homurtu dişsiz ama doymak bilmez ağızdan öpmem için ağzını uzattı bana hiçbir anlatımı olmaksızın dik dik düşünce ve tutkuları gizlemekte olduğu kadar ötekiler gibi sevecen ve içten değildi ancak nazik denilebilecek biçimdeydi içim tedirginlikle ürperdi bir kaygı belirtisi bir alay gölgesi delici gözlerle bakıyor & şaşkın şaşkın boynuzlara da gereksinim yoktur zekası neredeyse Tanrısal usun niteliklerine bürünüyordu asık suratlı zehirler...sırtında kara lekeler var susmam için yalvarıp yakardı bütün bedenime ateşler bastı ansızın yokluğumuza çıkmaya hazırdık |
halikarya tarafından 4/9/2007 2:54:28 PM zamanında düzenlenmiştir.