0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
18
Okunma
Söylesene hafız,
Kabul olmayan duanın gök kubbede ne işi var?
Eğer her söz O’na gidiyorsa,
Neden bazıları
Yolda yanıp kül olur da
Bazıları doğrudan arşa varır?
Ben çok yakardım,
Ama sesimden önce nefsim vardı,
Önce ben derdim,
Sonra Sen…
Meğer yollar tersmiş,
Önce Sen, sonra benmiş.
Avuçlarım açık,
İçim kapalıydı hafız…
Dilim “amin” derdi,
Kalbim hâlâ pazarlıkta.
Ben cenneti isterken
Hâlâ dünyayı seviyordum.
Kandiller yaktım geceme,
Zikre durdum,
Tesbihe sarıldım,
Ama bazı günahlar var ki
Elden değil,
Kalpten bırakılmadıkça
Hiçbir kapı açılmıyor.
Söylesene hafız,
Secdeye varan alın mıdır,
Yoksa paralanan kibir mi?
Ben başımı yere koydum çok,
Ama gururum
Hep ayakta kaldı.
Ağladım…
Ama ne için ağladım,
Bunu bile karıştırdım bazen;
Günahımdan mı,
Yoksa yakalandığımdan mı?
Bir tövbe ettim,
Bin defa bozdum,
Sonra yine geldim kapına;
Sen kovmadın,
Ben utandım.
Meğer Sen hep oradaymışsın,
Ben hep başka sokaklarda kayboldum.
Ben Seni ararken
Nefsimin gölgesine secde etmişim.
Söylesene hafız,
Kalp dediğin
Bir Kâbe değil miydi?
Ben içine putlar doldurdum,
Sonra da
“Niye huzurum yok?” diye ağladım.
Dünyayı omzuma aldım,
Ahireti erteledim,
Sonra belim büküldü diye
Kaderi suçladım.
Meğer yük ağır değilmiş,
Yüklenen benmişim…
Nefs, deve gibi çökerse
İnsan yürüyemezmiş.
Bir gün sustum hafız,
Dilimi değil,
İtirazımı susturdum…
İlk defa o gün
Sesimi duydum.
Anladım ki,
Her dua kabul olurmuş,
Ama her kabul
Bizim istediğimiz biçimde olmazmış.
Kimi verir,
Kimi alırmış,
Kimi de sabır diye bekletirmiş.
Ben hep ver dese de,
Sen alarak eğittin beni.
Ben hep rahat istedim,
Sen yanarak temizledin.
Söylesene hafız,
Yanmak da bir nasip değil mi?
Kül olmadan
Ateşin hakikatini kim görmüş?
Ben düştüm,
Düştükçe küçüldüm,
Küçüldükçe Sana yaklaştım…
Meğer yükselmek için
Önce yok olmak gerekiyormuş.
Bir kalp bıraktım kapında,
Ne geri aldım,
Ne vazgeçtim…
Şimdi ne istersem isteyeyim,
En başta verdiğim o kalp
Şahittir duama.
Ve şimdi soruyorum hafız,
Eğer kabul olmayan dualar gökte asılıysa,
Benimkiler neden
Yerde sürünmüyor artık?
Demek ki,
Artık istemiyorum…
Artık teslimim.
Kadir TURGUT